Hagia Sophia church, which is considered as an architectural zenith of
centuries, has a major effect on literature. As a prestige building, it had
been used extensively until the late Ottoman period and it determined a
standard for the greatness of the architecture. In this context, Hagia Sophia
had long been a subject for the Ottoman literature until 19th century,
especially with the semi-legendary stories regarding its construction. But
since the beginning of the 20th century, when the nationalist movements
emerged, the interpretations of Hagia Sophia Church became more critical. These
comments are based on national concerns rather than advanced arhitectural
analysis; anyway, these are keys to understand and analyze the Turkishness,
Turkish art and architecture concepts in the imagination of Turkish
intellectuals.
Sadece Bizans çağının değil, tüm mimarlık tarihinin en önemli köşe
taşlarından biri olarak görülen Ayasofya Kilisesi’nin, literatürde önemli bir yeri
vardır; Osmanlı’nın son dönemine kadar
aktif olarak kullanılan, kullanımı bir prestij vesilesi olarak görülen ve
mimaride büyüklüğün, azametin ölçütü olarak kabul edilen Ayasofya, 19. yüzyıl
öncesi metinlere, özellikle yapımına dair yarı-efsanevî bilgilerle konu
olmuştur. 20. yüzyıl literatüründe ise, milliyetçi eğilimlerin yükselişiyle
birlikte, Bizans kültürü ile özdeşleşen yapı, kısmen olumsuz bir vurguyla da ele
alınmıştır. Gelişmiş mimari çözümlemelerden ziyade ulusal kaygılara dayanan bu
yorumlarda Ayasofya’nın, Osmanlı mimarisinin algılanması için bir anahtar rolü
oynadığı gözlenmektedir. Dolayısıyla, Cumhuriyet dönemi literatüründeki Türklük
ve Türk sanatı algılarının çözümlenmesinde de önemli bir mihenk taşıdır.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | RESEARCH |
Authors | |
Publication Date | March 29, 2016 |
Published in Issue | Year 2015 |