Çalışmamızın
amacı İslami bir ilke olan şûranın İslam hukukundaki anlamını ve Osmanlı
uygulamasında nasıl bir yere sahip olduğunu ortaya koymaktır. Şûra, Kuran’ın
çeşitli bölümlerinde bazen açıkça bazen zımni olarak vurgulanmış ve Hz.
Muhammed’in sünnetiyle açıklığa kavuşturulmuştur. Hz Muhammed ve sahabe
döneminde titizlikle uygulanan bu ilkenin kurumsallaşma süreci Emevi ve
Abbasiler döneminde sekteye uğramıştır.
İslam hukukundaki şûra, Osmanlı padişahlarının
uymakla yükümlü hissettikleri ilkelerden biri olmuştur. Divan-ı Hümayun,
danışmanın en yüksek düzeyde yapıldığı, sahip olduğu statü ve yüklendiği
fonksiyonlarla Osmanlı devlet yönetimine damgasını vurmuş önemli bir organdır.
Osmanlı Devletinde Divan-ı Hümayunun dışında İkindi Divanı, Cuma ve Çarşamba
divanı gibi önemli kurullar şûranın izlerini taşımıştır. Örfi hukukun meşruluğunun sağlanması, padişahın seçimi ve azli,
dış politika ve maliyeyle ilgili önemli kararlar bu kurullarda alınmıştır.
Osmanlı
devletindeki kurul organlar bir bütün olarak değerlendirildiğinde salt şûra
meclisi olmaktan ziyade bir karar organı niteliği taşıdıkları görülmektedir.
Subjects | Law in Context |
---|---|
Journal Section | TEZ ÖZETLERİ |
Authors | |
Publication Date | June 20, 2007 |
Published in Issue | Year 2007 |