Bu çalışmanın
konusu; evlilik birliği içinde doğduğu zaman babasının soyadını alan çocuğun
karı-koca boşandıktan sonra, velâyet anneye verilmişse hangi soyadını
kullanacağı sorunudur. Çocuğun annesiyle aynı soyadını taşımaması hem çocuk,
hem de anne açısından toplum hayatının farklı aşamalarında sorun yaratmaktadır.
Somut olayımızda anne; velâyet hakkının kapsamına çocuğuna kendi soyadını
verebileceği hakkının da girdiğini ileri sürerek “Soyadı Kanununun boşanma halinde çocuğun anasına tevdi edilmiş olması
halinde bile babasının seçeceği soyadını alacağına dair hükmünün 2011 yılında
Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilmesine” dayanarak kendi soyadını
çocuklarına vermek üzere aile mahkemesinde dava açmış; davası bu konuda somut
düzenleme henüz yapılmadığı gerekçesiyle reddedilmiştir. Yargıtayca onaylanan
karar aleyhine Anayasa Mahkemesine bireysel başvuruda bulunmuştur. Anayasa
Mahkemesi, konuyla ilgili uluslararası normların bulunduğunu, Anayasanın
uluslararası andlaşmaları kanun hükmünde sayan 90/5 maddesi karşısında Soyadı
Kanununun iptal edilen hükmünün yerine yeni bir düzenleme yapılmasının zaten
gerekli olmadığını belirtmiştir. Anayasa Mahkemesi sözkonusu olayda Anayasanın
20. ve 10. maddeleri bakımından ayırımcılık yasağının ihlâl edildiğine
hükmetmiştir.
Çalışmamızda bu konunun idare
hukukuna yansımaları yargısal süreçlere değinilerek ele alınacaktır.
Velâyet hakkı soyadı ayırımcılık yasağı nüfus idareleri çocuğun korunması ve üstün kamu yararı
The subject
of this study is; the question of which surname the child carrying the father’s
surname within the marriage union will take after divorce, given under custody
of the mother. The fact that the child does not hold the same last name as
his/her mother causes trouble for both the child and the mother at different
stages of community life. In this present case, the mother filed a lawsuit in a
family court to give her surname to their children claiming that her custody
right should include giving her surname to their children on the basis of
“Annulment decision of the Constitutional Court in 2011 regarding the article
of surname law which states that the child must use father’s surname even if
the parents are divorced even if the mother keeps the custody”. The case has
been rejected on the grounds that tangible provisions concerning this issue
have not been made yet. An individual application was lodged to the
Constitutional Court against the decision approved by the Court of Cassation.
The Constitutional Court has stated that there are international norms on the
subject and it is not necessary to make a new arrangement in place of the
revoked provision of the Surname Law in accordance with the article 90/5 of the
Constitution which the international treaties have in force of law. In this
present case, the Constitutional Court ruled that there had been a violation of
the prohibition of discrimination in respect of Articles 20 and 10 of the
Constitution.
In this
study, the reflection of this issue to administrative law shall be discussed on
the basis of judicial process.
Custody Right Surname Prohobition of Discrimination Cilvil Registry Offices Protection of Child and Superior Public Interest
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Law in Context |
Journal Section | KARAR İNCELEMELERİ |
Authors | |
Publication Date | August 8, 2019 |
Acceptance Date | August 8, 2019 |
Published in Issue | Year 2019 |