Ekonomi biliminin gelişimi ile gözlemlenen en önemli olgu, piyasa ekonomisinde oluşacak çeşitli aksaklıkların, ekonominin temelini oluşturan serbest rekabet ortamını bozabilecek olmasıdır. Liberal anlayış doğrultusunda özgür bir rekabet ortamında bulunan piyasa aktörleri rekabet olgusunu hukuka aykırı şekilde tesis etmeye veya aralarındaki mücadeleyi azaltmaya veyahut tamamen ortadan kaldırmaya çalışabileceklerdir. Piyasa ekonomisinde ortaya çıkacak bu tür sakıncaların giderilmesi bakımından bazı hukuki düzenlemelerin yapılması kaçınılmaz olacaktır.Serbest piyasa ekonomisinin uygulandığı ülkelerde, her ne kadar Rekabet Hukuku bakımından farklı yaklaşımlar benimsenmiş olsa da, teşebbüslerin rekabeti bozucu nitelikte olan anlaşma, uyumlu davranış ve kararları ile tekelleşme veya hakim durumun kötüye kullanılması yasaklanmıştır. Etkin bir rekabet düzeni, farklı davranış şekilleriyle sınırlanabilir. Bağlama uygulamaları da bunlardan biridir. Bağlama uygulaması, satıcının ürün ya da teminatını diğer ürün veya hizmet alımına bağlı olarak yapması durumunda söz konusudur.Günümüzde oldukça yaygın olarak uygulama alanı bulan bağlama anlaşmalarıAvrupa Birliğinin İşleyişine Dair Anlaşmanın ABİDA 102. maddesi ve buna paralel bir düzenleme olan RKHK 6. maddesinde, hakim durumdaki bir teşebbüsün tek taraflı olarak rekabete zarar verici uygulamalarını, ilgili pazardaki hakim durumunu kötüye kullanmasını düzenlemektedir. Sadece hakim durum değil hakim durumun kötüye kullanılması da yasaklanmaktadır.Avrupa Birliğinin İşleyişine Dair Kanunun 102. maddesi ve buna paralel bir düzenlemeyle Rekabetin Korunması Hakkında Kanun 6. maddesine göre,“ Bir veya birden fazla teşebbüsün, iç pazardaki veya iç pazarın önemli bir bölümündekihakim durumunu kötüye kullanması, üye devletler arasındaki ticareti etkilediği ölçüde,iç pazarla bağdaşmaz ve yasaktır.Söz konusu kötüye kullanma özellikle aşağıdakileri içerir:a adil olmayan alış veya satış fiyatları veya diğer adil olmayan ticari şartların,doğrudan veya dolaylı olarak dayatılması,b üretimin, piyasaların veya teknik gelişmenin tüketicilerin zararına olacak şekildesınırlandırılması,c ticari ilişkinin diğer taraflarına eş değer işlemler için farklı koşullar uygulanmasısuretiyle, onların rekabet edebilirlik açısından dezavantajlı duruma sokulmaları,d sözleşmelerin yapılmasının, nitelikleri gereği veya ticari teamüllere göre bu türsözleşmelerin konusuyla ilgisi olmayan ek yükümlülüklerin taraflarca kabulüşartına bağlanması.
With the development of economics as a science, the most significant phenomenon has been the disruption of the environment of free competition, forming the basis for the economy, by various issues experienced in the market. Market actors existing in a free and competitive environment established according to liberal principles may attempt to facilitate competition in a way that violates legal boundaries, or to decrease or completely eradicate the competition between themselves. It is inevitable that some legislation must be instituted to prevent such issues from emerging in the market economy. In countries where a free market economy exists, different approaches have been adopted in terms of competition law to prevent agreements, understandings and decisions geared to disrupt competition and monopolisation and the abuse of prevalent conditions has been prohibited. An effective state of competition requires the limitation of various forms of conduct. This includes tying arrangements. Tying is defined as the connection of one commitment or product offered by a vendor with the procurement of another product or service. Article 102 of the Treaty on the Functioning of the European Unionand Turkey’s RKHK Article 6 are aimed at preventing undertakings who hold a dominant position in a market from abusing that position. Its core role is the regulation of monopolies, which restrict competition in private industry and produce worse outcomes for consumers and society. Under Article 102 "tying" is defined as "making the conclusion of contracts subject to acceptance by the other parties of supplementary obligations which, by their nature or according to commercial usage, have no connection with the subject of such contracts." Tying one product into the sale of another can be considered abuse too, being restrictive of consumer choice and depriving competitors of outlets. Article 102 of the Treaty on the Functioning of the European Union and the paralel arrangement of Turkey’s Law on the Protection of Competition Article 6are aimed at preventing undertakings who hold a dominant position in a market from abusing that position. Its core role is the regulation of monopolies, which restrict competition in private industry and produce worse outcomes for consumers and society. It is the second key provision, after Article 101, in TFEU competition law. The text of Article 102 provides the following, “Any abuse by one or more undertakings of a dominant position within the internal market or in a substantial part of it shall be prohibited as incompatible with the internal market in so far as it may affect trade between Member States." Such abuse may, in particular, consist in: a directly or indirectly imposing unfair purchase or selling prices or other unfair trading conditions; b limiting production, markets or technical development to the prejudice of consumers; c applying dissimilar conditions to equivalent transactions with other trading parties, thereby placing them at a competitive disadvantage; d making the conclusion of contracts subject to acceptance by the other parties of supplementary obligations which, by their nature or according to commercial usage, have no connection with the subject of such contracts
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | Research Article |
Authors | |
Publication Date | August 1, 2015 |
Published in Issue | Year 2015 Issue: 34 |
This work is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial 4.0 International License