Halk
bilimi, halk hayatını çeşitli yönlerden inceleyen bir disiplindir. Bu inceleme,
genellikle, alan araştırması sonucu elde edilen veriler kullanılarak
gerçekleştirilir. Yakın dönemlere kadar saha çalışmalarında araştırmacı, bütün
araştırma sürecine hakim kişi olarak kabul ediliyordu. Araştırmacının özne,
otorite konumu uzun bir süre herhangi bir sorgulamaya konu edilmedi.
II.
Dünya Savaşı sonrası dönemde bilgi felsefesi alanında bilginin niteliği ve
değişen yapısı üzerine ortaya çıkan
tartışmalar bilimsel bilginin öznesine dair sorgulamaları da beraberinde
getirdi. Bu sorgulama farklı bilimsel disiplinleri ve disiplinler çerçevesinde
araştırma yapanları içerecek şekilde genişledi. Bu tartışmalar sonucu yönteme
ilişkin bir kavram olarak düşünümsellik kavramı gelişti. Düşünümsellik, hem
bilimsel disiplinin kendi yöntemlerine hem de araştırmacının konumuna ilişkin
yeni yaklaşımları ifade eden bir kavram olarak şekillendi. Düşünümsellik ile
ilgili tartışmalar dilbilim, sosyoloji, antropoloji, medya çalışmaları gibi
disiplinleri etkiledi.
Düşünümsellik,
halk bilimi gibi önemli ölçüde alan araştırmasına dayanan bir bilgi dalında
araştırmacının ve kaynak kişilerin konumlarını birlikte değerlendirmeye olanak
sağlamaktadır. Düşünümselliği dikkate alan bir yaklaşım, birçok değişkenin
olduğu bir alanda bilimsel nesnelliğin sağlanmasına araştırmacıları daha da
yaklaştıracaktır.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | Articles |
Authors | |
Publication Date | June 30, 2018 |
Submission Date | March 27, 2018 |
Published in Issue | Year 2018 Volume: 6 Issue: 11 |
Siirt Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi Creative Commons Atıf-GayriTicari 4.0 Uluslararası Lisansı (CC BY NC) ile lisanslanmıştır.