Osmanlı harem kadınları denildiğinde, etkileri kuvvetli birkaç kadın akla gelmektedir. Oysa uzun ömürlü bir devlet olan Osmanlı’da farklı sıfatlarla yaşamış çok sayıda kadın bulunmaktadır. Harem dairesi içerisinde ise herhangi bir sebeple sivrilenleri hariç tutarsak, varlığı en çok bilinenler kendilerine ait vakıfları bulunan kadınlardır. Söz konusu çalışmada, kadınların devlet yönetiminde etkinliklerinin daha az oldukları dönemlerde yaşamış iki kadın adına yaptırılan vakıflar incelenmektedir. Üstelik bu kadınlar hem aynı isme sahiplerdir hem de gelin ve kayınvalidedirler. Bir tanesi II. Bayezid’in annesi Gülbahar Hatun, diğeri ise Yavuz Sultan Selim’in annesi Gülbahar Hatun’dur. Gülbahar Hatunların ortak noktalarından bir tanesi kendileri adına oğulları tarafından yaptırılan vakıflardır. Adına vakıf yaptırılması işi, kişinin kamusal alanda daha görünür hale gelmesinin en temel yollarındandır ve bu vakıfların bir tanesi Tokat’ta diğer ise Trabzon’da inşa edilmiştir. Bu çalışmada, oğulları tarafından annelerinin adına yaptırılan her iki vakfın kuruldukları bölgelerin periferileri ile olan ilişkileri ve şehirlerin gelişiminde oynadıkları roller, 1592-93 mali döneminde kayda geçirilen muhasebe kayıtları aracılığı ile ortaya konulmaya çalışılacaktır. Ayrıca aynı yıl içerisinde, farklı yerlerdeki vakıfların gelir birimleri ve miktarları, harcama kalemleri ve mutfaklarına alınan gıda ürünleri fiyatları gibi başlıklar karşılaştırılarak, iki vakfın ekonomik potansiyelleri anlaşılmaya çalışılacaktır. Bu noktadan yola çıkılıp çalışmayla, Osmanlı kadın hayırseverliğinin, vakıf-şehir-halk üçgeninde değerlendirilmesi amaçlanmaktadır.
When Ottoman harem women are mentioned, a few women with strong influence come to mind. However, in the Ottoman Empire, which was a long-lived state, there were hundreds of women who lived with different titles. In the harem circle, excluding those who stand out for any reason, the most well-known are the women who have their own foundations. In this study, foundations built in the name of two women who lived in periods when women were less active in state administration are examined. Moreover, these women have the same name as well as the bride and mother-in-law. One of them is Bayezid II’s mother is Gülbahar Khatun, and the other one is Yavuz Sultan Selim’s mother, Gülbahar Khatun. One of the common points of Gülbahar Khatun is the foundations built on their behalf by their sons. The work of having a foundation built in her name is one of the most basic ways for a person to become more visible in the public sphere, and one of these foundations was built in Tokat and the other in Trabzon. In this study, the relations of both foundations, which were built by their sons for the benefit of their mothers, with the peripheries of the regions where they established, and the roles they played in the development of the cities, will be tried to be
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Araştırma Makalesi |
Yazarlar | |
Erken Görünüm Tarihi | 27 Nisan 2023 |
Yayımlanma Tarihi | 18 Nisan 2023 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2023 Sayı: 57 |
Selçuk Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Dergisi Creative Commons Atıf-GayriTicari 4.0 Uluslararası Lisansı (CC BY NC) ile lisanslanmıştır.