Eski adı Lârende olan Karaman şehri, Osmanlı hakimiyetine girdiği tarihten itibaren özellikle ilmî alanda gelişme göstermiştir. Nitekim Ahmed b. Mahmûd el-Karamânî ‘nin (ö. 971/1564) dünyaya gelip çocukluğunun ve gençliğinin geçtiği yıllarda Karaman’da bulunan medreselerin sayısı etrafındaki çevre şehirlerinkinden daha fazla olmuştur. Karamânî, tahsiline önce memleketinin medreselerinde başlamış; daha sonra ise İstanbul’a gelerek icâzetnâmesini alarak müderrislik makamını kazanmıştır. O, Osmanlı Devleti’nin siyaset, ekonomi, ilim ve kültür gibi pek çok alanda müreffeh olduğu Kanuni Sultan Süleyman döneminde (1520-1566) yaşamış bir âlim, müderris ve vaizdir. Devletin vazifelendirmesiyle çok az bir meblağ karşılığında haftanın birçok gününde Fatih camiinde hadis ve tefsir dersleri okutmuştur. Cuma günleri ise Ahaveyn mescidinde vaaz vermiştir. Bir süre sonra Kanuni Sultan Süleyman’ın oğlu Sultan II. Selim (1566-1574) ile aralarında çıkan bir anlaşmazlık dolayısıyla memleketine dönmüş ve burada Halvetî şeyhi Şeyh Cemâlüddin Efendi’nin (v. 933/1527) hizmetine girmiş, ondan hilâfet alarak görevini yerine getirmiştir. Hayatının son zamanlarında ise yalnız kalmayı tercih ederek kendisini ibadete, okumaya ve eser telif etmeye adamıştır. İlminin yanı sıra takvası, mütevazılığı, kanaatkârlığı ve sûfî yönüyle de tanınan Karamânî, doğduğu şehir olan Karaman’da vefat etmiştir. Kendisinden sonra gelecek nesle üç eser bırakmıştır. Bunlardan birisi on bir ciltten oluşan Tefsîru’l-Kur’ân ismindeki tefsiridir. Dirayet ağırlıklı bir tefsir olan eseri Arap dili, belâgat, hadis, Kur’ân ilimleri, fıkıh ve kelam gibi temel İslam bilimleri alanında pek çok meseleyi içine almıştır. Tasavvufî yönüyle de bilinen müellifin yer yer işârî tefsir yaptığı görülmektedir. Ona göre zâhirî tefsir akla hitap ederken, işârî tefsir kalbe hitap etmektedir. Mutasavvıfların derin düşünce sonucunda keşf ve ilham yoluyla âyetlere verdikleri anlamları ifade eden işârî tefsirin temel amacı, okuyucunun söz konusu âyetten ibret almasıdır. Nitekim Karamânî de bu amacı taşımaktadır. O ele aldığı âyetlerin önce zâhirî, ardından da işârî tefsirine değinmektedir. İşârî tefsirde kendi düşüncesi yanında meşhur mutasavvıfların veya âriflerin sözlerine başvurmaktadır. Bu makaledeki amaç, Osmanlı müfessirlerinden Karamânî’nin Tefsîru’l-Kur’ân adlı eserinde âyetlere verdiği işârî anlamları tespit edip değerlendirmektir.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Tafsir |
Journal Section | Articles |
Authors | |
Publication Date | November 30, 2022 |
Published in Issue | Year 2022 Volume: 2 Issue: 2 |