Bu çalışma, müteahhir dönem kelamcılarından Şemsüddîn es-Semerkandî’nin (ö. 722/1323) Risâle fi Mezhebi Ehli’s-Sünne ve’l-Cemâa isimli eserinin tahkik, tahlil ve tercümesini konu edinmektedir. Daha önce yayımlanmamış olan bu eser, muhtasar bir akâid metnidir. Risalenin tespit edilen üç nüshası üzerinden tahkikli neşri gerçekleştirilmiştir. Bu çalışmayla birlikte Semerkandî’nin ilmî mirasının yitik bir halkası daha ortaya çıkarılmıştır.
Üç ana bölümden oluşan çalışmanın ilk bölümünde Semerkandî’nin hayatı, ilmi kimliği ve eserleri tanıtıldıktan sonra bu çalışmanın konusu olan risalenin isminin tespiti, eserin müellife aidiyetinin ispatı, metnin ithaf yazısından hareketle Semerkandî’nin hayatıyla ilgili bazı önemli hususların incelenmesi, metnin tahlili ve değerlendirilmesi ile risalenin nüshalarının tanıtımı gerçekleştirilmiştir. Çalışmanın ikinci bölümünde risalenin tahkikli neşrine, üçüncü bölümünde ise metnin Türkçe tercümesine yer verilmiştir.
İçerik bakımından müellifin bir başka eseri el-Mu’tekad’la büyük benzerlik gösteren risalede Ehl-i sünnet inancı özlü bir biçimde sunulmuştur. Risale, bir akâid metni olmakla birlikte müteahhir dönem kelâm metinlerinin dil ve içeriğini yansıtmaktadır. Metinde konular “el-mesele” ifadesiyle başlar. Toplamda yirmi dokuz konuyu ele alan risalenin her bir meselesi, bir önceki ve bir sonraki tartışma ile bağlantılıdır. Bu yönüyle eser, son derece sistematik bir kurguya sahiptir.
Çalışmada Semerkandî’nin bu risaleyi İlhanlı devlet işlerinde önemli vazifeler aldığı bilinen Nasîrüddin et-Tûsî’nin oğlu Asîlüddin Hasan’a ithaf ettiği tespit edildi. Bu bağlamda uzun bir süre İlhanlı baş şehri Tebriz’de bulunduğu anlaşılan Semerkandî’nin İlhanlı devlet erkanıyla kurduğu bazı ilişkilere ve bu ilişkilerin muhtemel sebeplerine temas edildi.
Çalışmada Semerkandî’nin Ehl-i sünnet kavramına yüklediği anlam soruşturuldu. Onun Ehl-i sünnet’i, sahabeden itibaren belli esaslar etrafında bir araya gelmiş bir topluluk olarak gördüğü izah edildi. Ona göre Ehl-i sünnet, selef uleması, Eş‘arîler ve Hanefi-Mâtürîdî ekol gibi unsurları içeren şemsiye kavramdır.
Ehl-i sünnet’in itikadî esaslarını beyan ettiği bu risalede Semerkandî, Eş‘arîler ve Matürîdîler arasındaki ihtilaflı meselelere yer vermemeye çalışmıştır. Bu bağlamda Matürîdî bir âlim olarak tanınan Semerkandî’nin mezhebî kimliği hakkındaki tartışmalara işaret edilerek yeni bir teklifte bulunulmuştur. Kendisini bir ekol içerisinde konumlandırmadığı görülen Semerkandî’yi, Mâtürîdiyye mezhebine nisbet etmenin doğru olmadığı iddia edildi. İki sünnî ekol arasındaki ihtilaflı meselelerin çoğunda Mâtürîdî mezhebinin görüşleriyle paralel açıklamalar yapsa da Semerkandî’nin Ehl-i sünnet merkezli kuşatıcı bir dil kullanmaya gayret ettiği görülür. Bu eser de onun bu konudaki duruşunun bir vesikası kabul edilebilir.
Bu çalışmayı inceleyerek katkıda bulunan Dr. Öğr. Üyesi Murat Kaş, Dr. Öğr. Üyesi Mustafa Borsbuğa, Ar. Gör. Dr. Bayram Akbulut ve Yazma Eser Uzm. Yrd. Muhammed Osman Doğan'a teşekkür ederim.
This study deals with the critical analysis and translation of Risale fi Mezhebi Ahl al-Sunnah wa al-Jamā’a by Shams al-Dīn al-Samarqandī (d. 722/1323), one of the later theologians. This study was not published before and is an obscure and little-known aqāid text. A critical edition of the treatise was carried out on three copies. With this study, another missing link in Samarkandī’s scholarly heritage has been uncovered.
In the first part, this study, which consists of three main parts, introduces Samarkandī’s life, scholarly identity, and works. Then, with this study, the determination of the name of the treatise, the proof of the authorship of the work, the examination of some critical issues related to Samarkandī’s life, the analysis and evaluation of the text, and the introduction of the copies of the treatise were carried out. The second part of the study includes the critical edition of the treatise, and the third part contains the Turkish translation of the text.
It is seen that al-Samarqandī presents the beliefs of the Ahl al-Sunnah concisely in the treatise, which is very similar in content to al-Mu'takad. Although the treatise is an aqāid text, it reflects the language and content of the later theological texts. The topics in the text begin with the phrase “el-mesele”. Each issue of the treatise, which deals with twenty-nine topics in total, is linked to the previous and the subsequent discussion. In this respect, the work has a very systematic structure.
It has been determined that Samarqandī dedicated this treatise to Asil al-Dīn Hasan, the son of Nasir al-Dīn al-Tusi. In addition to the effects of the Ilkhanid state policy on intellectual life, the study also explores some of the relations that Samarqandī established with the Ilkhanid state officials during his stay in Tabriz.
In the study, the meaning that al-Samarqandī attributed to the concept of Ahl al-Sunnah is investigated. Also, it is explained that he saw Ahl al-Sunnah as a community that had come together around certain principles since the Companions. According to him, Ahl al-Sunnah is an umbrella concept that includes elements such as salaf scholars, Ash‘arites, and Hanafi-Māturīdī school.
Samarqandī declared the theological principles of Ahl al-Sunnah and tried not to include the controversial issues between the Ash‘arites and the Matürîdîs in this treatise. In this context, a new proposal was made by pointing to the debates about the sectarian identity of Samarqandī, known as a Maturidīdī scholar. It was claimed that it was incorrect to attribute Samarqandī to the Māturīdiyya sect because he did not position himself within a school. Although he made explanations parallel to the views of the Māturīdī sect in most of the controversial issues between the two Sunnī schools, it is seen that al-Samarqandī endeavored to use an inclusive language centered on Ahl al-Sunnah. This work can be regarded as a document of his stance on this issue.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Religious Studies |
Journal Section | Research Articles |
Authors | |
Publication Date | July 15, 2023 |
Submission Date | May 15, 2023 |
Published in Issue | Year 2023 Issue: 11 |