Hem Osmanlı çağdaşlaşması hem de Türk demokrasisi tarihi açısından bir kırılma noktası olan Meşrutiyet’in ilanı ve onun şekillendirdiği sonraki süreç, Türk tarih yazıcılığının başat konularından biri olarak tartışılagelmiştir. İncelediğimiz eser, işte bu mühim konunun felsefi ve tarihî köklerine inerek, onu İslâm düşüncesi bağlamında meşru bir zemine oturtarak açıklamayı amaç edinmiştir. Tanzimat’tan itibaren yapılan Batı modelli yeniliklere bazı Osmanlı çevrelerinin mesafeli durduğu hatta yeniliklere tepkisel yaklaştığı malumdur. Doğrusu, Meşrutiyet’in ilanından sonra meşruti idare adına vadedilenlerin büyük kısmının gerçekleşmemiş olması yüzünden toplumun genelinde, özellikle de ikna edilmesi gereken muhafazakâr kesiminde belirgin bir hoşnutsuzluk vardı. Gelinen noktada hem siyasi hem entelektüel elitler Meşrutiyet’in yanlış anlaşıldığı veya yeteri kadar anlaşılamadığı kanaatindeydiler. O takdirde insanlara, meşrutiyetin İslâm’a uygun bir yönetim biçimi olduğunun izah edilmesi gerekiyordu (s. 10-11).
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Osmanlı Kurumları ve Medeniyeti (Diğer), Yakınçağ Osmanlı Tarihi |
Bölüm | Tanıtımlar |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 13 Ocak 2025 |
Gönderilme Tarihi | 12 Ocak 2025 |
Kabul Tarihi | 13 Ocak 2025 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2025 Cilt: 11 Sayı: 1 |
Journal of History Critique