19. yüzyılda Osmanlı imparatorluğunun nüfusunu nicelik ve nitelik olarak etkileyen en önemli olgu göç oldu. Yüzyılın ikinci yarısından itibaren kitlesel hale dönüşen bu göçler imparatorluğun idari, askeri, siyasi ve iktisadi olarak dönüşümler yaşadığı ve merkezileşme alanında önemli düzenlemelerin gerçekleştiği dönemle eş zamanlı gerçekleşti. Bu durum göçmenlere yönelik düzenleri merkezileştirici politikaların bir parçası yaptı. İmparatorluk merkezi 1860 tarihinde Muhacirin Komisyonunu kurarak göç ve göçmen meselesini önceki yüzyılların aksine merkezi düzeyde ele almaya başladı. Öte yandan Nüfusun kontrol edilmesi ve okunaklı kılınması çerçevesinde şekillenen dönemin nüfus siyaseti coğrafi hareketliliği sınırlayan düzenlemeleri öncelemekteydi. Bu bağlamda göçebe ve yarı-göçebe grupların yanı sıra imparatorluk sınırları içinde önemli bir hareketli nüfus olan göçmenler, imparatorluk merkezinin askeri, siyasi, güvenlik ve ekonomik kaygılarıyla şekillenen iskân politikası çerçevesinde imparatorluk topraklarına yerleştirildi. İmparatorluğun hareketli gruplarının yerleşimine ilişkin tarih yazımında, yerleşim politikalarının uygulamasında imparatorluk merkezi başat aktör olarak değerlendirilmektedir. Ancak son dönemde 19. yüzyılda Osmanlı imparatorluğunun hareketli nüfusunun önemli bileşenlerinden olan göçebe ve göçmen grupların yerleşimini konu alan çalışmalarda, literatürde yaygın olarak kabul gören imparatorluk merkezini temel belirleyici aktör olarak ele alan iskân anlatısı sorunsallaştırılmaktadır. Bu çalışmada imparatorluğun uyguladığı göçmen yerleşim politikasında göçmenlerin failliğine odaklanan çalışmaların bir değerlendirilmesi sunularak 19. yüzyıldaki göç yönetiminin farklı aktörler üzerinden değerlendiren bu çalışmaların Osmanlı göç yönetimini anlamlandırmamızda yeni olanaklar sunduğu belirtilmektedir.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | Research/Ttheoretical |
Authors | |
Publication Date | June 27, 2023 |
Acceptance Date | June 23, 2023 |
Published in Issue | Year 2023 Volume: 5 Issue: 1 |
Ethical Committee Approval
With the decision of ULAKBİM on February 25th, 2020, there is a condition that "All the disciplines of science (including social sciences), there should be an Ethical Committee Approval for research involving human and animal (clinical and experimental) separately and this approval must be mentioned in the article and it should be documented". The research conducted by quantitative or qualitative approaches which require data collection such as questionnaire, interview, observation, focus group study, the experiment is regarded under the aforementioned content.