One of the many works attributed mistakenly to Attar ē Neyshaburi is Pandnameh; a poem that its attribution to Attar is still doubtful among some literary critics. This article studies the stylistic features of Pandnameh in terms of aspects of structure, language, and content and compares it with the definitive poems of Attar. The results showed that the attribution of Pandnameh to Attar is wrong; because, this work has a significant difference with the speech and thoughts of Attar in his poems from all three of these stylistic aspects. That is, itʼs form and structure, with the form of Attar’s poems, is neither proportional in terms of volume of verses, nor in terms of the way of expressing the contents. From the point of view of poetic language, which has received a considerable degree of differences between Pandnameh and the works of Attar, there are significant discrepancies in terms of the use of vocabulary and linguistic elements along with the syntax and compilation of the word between these two categories. The ideas in this work are also distinguished from the thoughts of the Attar’s poems, both in the teachings of religion and Sufism and in general ethical advices.
Klasik vasfı kazanmış başarılı yapıtların özellikleri arasında eserin sağlam bir dil ve üsluba sahip olması, zengin hayallerle örülmesi, özgün olması, farklı edebî tekniklerle kaleme alınması gibi maddeler sayılabilir. Eğer bu eser manzum bir eserse yapıtın okuyucuya zengin çağrışımlarla dolu bir dünya sunması, bünyesinde şairine has mazmunlar ve sanatkârane beyitler barındırması onu başarılı kılan amiller arasında gösterilebilir. Şair ve yazarların eserlerinde kullandıkları özgün dil ve üslupla yakaladıkları başarı onları evrensel ve ölümsüz bir hale getirirken aynı zamanda eserlerine kendi mühürlerini vurmaları manasına gelmektedir. Bir şair veya yazar şahsına ait olan üslubu ne derece şahsileştirir ve sağlamlaştırırsa eserini o derece başarılı ve kalıcı kılmış olacaktır. Uyandırdığı hayallerin zenginliği ve kullandığı sağlam üsluptan sahibinin ismini tahmin ettiren yapıtlar şüphesiz kalıcı olmayı hak eden özgün, başarılı ve evrensel yapıtlardır. Fars dilinde kalmayıp birçok dile tercüme edilerek farklı milletlerin istifadesine sunulan Pend-nâme’nin XIII. yüzyılda yaşayan İranlı şair ve mutasavvıf Feridüddin Attar’a ait olduğu bilgisi dilden dile dolaşarak günümüze kadar gelmiştir. Klasik Osmanlı edebiyatı döneminde tezkire yazarlarının bu eserin Attar’a aidiyeti meselesini tartışmamayı tercih ettikleri, eserin okutularak insanlara faydalı olması amacında birleştikleri görülmektedir. Bu dönemde Pend-nâme’ye yapılan şerhler/ tercümeler ve söz konusu eserin medreselerde ders kitabı olarak okutulması müellifinden ziyade eserin içerdiği öğütlerden insanların faydalanması ve Farsça öğretiminde ondan yararlanılması konusu üzerine odaklanıldığını göstermektedir. İlk kez Türkçeye aktarılarak araştırmacıların istifadesine sunulacak olan aşağıdaki makale Pend-nâme’nin Attar’a aidiyeti meselesine ilmî bir şekilde yaklaşmakta Pend-nâme’nin üslûbunu yapı, dil ve içerik bakımından inceleyerek onu Attâr’a aidiyeti kesin olan diğer eserlerle karşılaştırmaktadır. Araştırmanın sonucunda Pend-nâme’nin Attâr’a ait olmadığı kanaatine varılmıştır. Pend-nâme'nin yapısı, dili ve muhtevası incelenmiş ve varılan sonuçlar Attâr'a aidiyeti kesin olan mesnevilerin yapısı, dili ve muhtevası ile mukayese edilerek Pend-nâme’nin Attâr'a ait olmadığı düşüncesi kanıtlanmıştır. Pend-nâme üslubu, tekniği ve çağrıştırdığı hayaller ile Attâr’ın manzumelerinden farklıdır yani söz konusu eser yukarıda değinildiği yönleriyle Attâr’ın mührünü taşımamaktadır.
Feridüddin Attar Pend-nâme biçim içerik dil ve üslup çeviri.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Linguistics |
Journal Section | Articles |
Translators |
Eradah Qayumi This is me |
Publication Date | December 29, 2022 |
Published in Issue | Year 2022 |