Türkiye Cumhuriyeti’ni kuranlar, Cumhuriyet’in kendisinden önceki geri bıraktırılmış, hastalandırılmış yapıyla, dönemle bağlarının tamamıyla koparılması gerektiğine inanıyorlardı. Bu nedenle, Cumhuriyeti yaşatacak yeni kuşakların ve yeni bir ulusun doğumunu sağlayacak “anıt kurumlar”ın kurulması gerekliydi. Bir üst yapı kurumu olan “üniversite”, Cumhuriyet’i yaşatacak ve geliştirecek genç kuşakları olanaklarla donatacak ve aynı zamanda ülkeyi “çağdaş uygarlık düzeyi”ne eriştirecek temel kurumlardan biri olarak görülmekteydi. Bu çalışmada, genç Cumhuriyet’te yeni bir ruh yaratan, yeni bir bilim kültürü oluşmasına zemin hazırlayan anıt kurumlardan olan Ankara Yüksek Ziraat Enstitüsü’nün bilimsel niteliği ele alındı. Enstitü’nün Türkiye’nin tarım, hayvancılık ve ormancılık alanlarında “ilerici” bir bilim adamı kuşağı yetiştirme sürecine yaptığı katkı, Osmanlı Devleti’nin son dönemindeki gelişmeler eşliğinde karşılaştırılarak irdelendi.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | Araştırma Makaleleri |
Authors | |
Publication Date | December 16, 2017 |
Submission Date | October 4, 2017 |
Published in Issue | Year 2017 Volume: 117 Issue: 231 |
Bu eser Creative Commons Atıf-GayriTicari-AynıLisanslaPaylaş 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.