John Osborne‟nun Öfke adlı oyunu, ilk sahne gösteriminden sonra oldukça ateşli
tartışmalara neden olmuştur. Oyunla ilgili dile getirilen tüm olumlu ya da olumsuz eleştirilerin
bile ortak bir noktası vardır: Bir ay içerisinde yazılan bu oyunun İngiliz sahnesinde yeni bir
dönemin habercisi olması. Öfke oyununun yeni bir toplumsal bilinci sahneye taşımasına ek
olarak, “öfkeli genç adamlar” diye anılan akıma öncülük ettiğini söylemek gerekir. Bir
eleştirmene göre, Osborne‟un kahramanı Jimmy Porter, dinmek bilmeyen öfkesiyle öfkeli
tiyatroyu başlatmıştır.
Oyunda mutsuz, ümitsiz ve hayal kırıklığına uğramış, sıkıntı ve endişeleri olan, düzene
ve düzenin temsil ettiklerine ve özellikle burjuva sistemine ve burjuva ahlakına karşı gelen
genç bir neslin resmi çizilir.
Jimmy işçi sınıfından gelen, ve üniversite mezunu olduğu halde arkadaşı Cliff ile semt
pazarında şeker satan, zeki, öfkeli ve ağzı son derece kalabalık yirmi beş yaşlarında genç bir
adamdır. Zaten oyunun büyük bir bölümü onun tiratlarından oluşur. İngiltere‟nin iç
kısımlarında, tek odalı çatı katı bir dairede, üst sınıfa mensup bir ailenin kızı olan karısı
Alison ile yaşamaktadır. Osborne‟nun, zamanın toplumsal, siyasi ve ekonomik yapısını
tiyatroyu bir araç olarak kullanarak hicvettiği Öfke oyununda, başkahramanı Jimmy Porter
için, ne etrafındaki dünyada ne de kendi içinde tutunacak bir anlam kalmamıştır. Öfke içinde
geçmişe bakarken, düşünebileceği olumlu ve yapıcı hiçbir şey göremez.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | Makaleler |
Authors | |
Publication Date | December 27, 2011 |
Published in Issue | Year 2010 Issue: 16 |