Felsefi terminolojinin oluşum yollarını iki ana kaynağa bağlamak mümkündür: Birincisi, felsefi düşünceyi sevk eden lisanın gündelik olarak kullanılan kelimelerine daha rafine anlamlar yüklemektir. Böylece, gündelik dildeki bir kelime spesifik bir kavramsal anlam kazanarak felsefe terimi haline gelir. İkincisiyse, yeni kavramlar yaratmak ve onları adlandıran yeni terimler icat etmektir. Bu makalemizde, filozof John R. Searle’ün yarattığı ve kendi ana dilinde ʽdeontic power’ terimiyle ifade ettiği kavramı inceliyoruz. Searle “yükümlülük”, “vazife”, “yetkilendirme”, “salahiyet” ve “hak” kavramlarının hepsinin, ʽdeontik güçler’ terimiyle andığı kategoriye dâhil olduğunu açıklamaktadır. Searle ʽdeontik güçler’ terimini, hem (bir hakka sahip olduğumuzdaki) pozitif deontik güçleri hem de (bir yükümlülüğümüz olduğundaki) negatif deontik güçleri kapsayacak şekilde kullanır. O ayrıca “koşullu deontik güçler” ile “ayrık deontik güçler” arasında da bir ayrım ortaya koyar. Kendi özgün ontolojisinde, insan ürünü olan kurumsal olguları fiziksel olgulardan ayıran Searle, para, evlilik, yasama, miras bırakma, diploma, tapu senedi, çek, vb. kurumsal olguların dile bağımlı olgular olduğunu kanıtlar. Kurumsal olgular geniş anlamda dili, yani bir tür simgeleştirmeyi gerektirir. Searle’e göre deontik güçlerin taşıyıcısı olan şey simgeleştirmedir. Hayvanlar dilsel temsil araçlarına sahip olmadıklarından deontik güçleri tanıyamaz. Searle hakların çoğunun kurumlar içinde mevcut olduğunu açıklar: Örneğin, mülk sahiplerinin ve üniversite öğrencilerinin hakları, mülkiyet kanunu ve üniversite yönetmelikleri dairesinde mevcudiyet kazanır. Yükümlülüklerin, hakların, vazifelerin, vb. var olması için dilsel veya sembolik bir biçimde temsil edilmeleri gerekir. Searle böylece dilin, deontik güçlerin kurucu unsuru olduğunu savunmaktadır.
It is possible to attribute the formation of philosophical terminology to two main sources: The first is to give more refined meanings to the everyday words of the language that drives philosophical thought. Thus, a word in everyday language acquires a specific conceptual meaning and becomes a philosophical term. The second is to create new concepts and invent new terms to name them. In this article, we analyse the concept created by the philosopher John R. Searle and expressed in his native language by the term ʽdeontic power’. Searle explains that the concepts of “obligation”, “duty”, “authorisation”, “entitlement” and “right” all belong to the category he refers to by the term ʽdeontic powers’. Searle uses the term ʽdeontic powers’ to encompass both positive deontic powers (when we have a right) and negative deontic powers (when we have an obligation). He also distinguishes between ʽconditional deontic powers’ and ʽdisjunctive deontic powers’. In his original ontology, Searle distinguishes institutional phenomena, which are human products, from physical phenomena, and proves that institutional phenomena such as money, marriage, legislation, inheritance, diploma, title-deed, cheque, etc. are language-dependent phenomena. Institutional phenomena require language in a broad sense, that is, a kind of symbolisation. According to Searle, symbolisation is the carrier of deontic powers. Animals cannot recognise deontic powers because they lack linguistic means of representation. Searle explains that most rights exist within institutions: For example, the rights of property owners and of university students come into existence under property law and university regulations. For obligations, rights, duties, etc. to exist, they must be represented in a linguistic or symbolic form. Searle thus argues that language is the constitutive element of deontic powers.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Philosophy of Language, Philosophy of Society |
Journal Section | Articles |
Authors | |
Publication Date | December 15, 2023 |
Submission Date | October 29, 2023 |
Acceptance Date | November 23, 2023 |
Published in Issue | Year 2023 |