This article aims to study the cases in which the hand of trust turns into the hand of a guarantee, the principle of contractual conditions of permissibility or prohibition, The legality of the requirement to guarantee the invested capital or its profit on the mudarip and the investment wakeel, Ruling on requiring the mudarip and the investment wakeel to guarantee the completion of the missing expected profit when they violate the condition “not to invest in transactions that earn less than a certain profit” and Ruling on requiring the mudarip and the investment wakeel to guarantee the debt of those they deal with. The research reached The following results: the original ruling on the conditions is permissibility, It is not permissible to require to guarantee the profit or the investment capital on the mudarip and the investment wakeel in out cases of infringement and default, It is not permissible for them to donate the profit during the contract, it is permissible to stipulate on the mudarip and the investment wakeel to guarantee the completion of the missing expected profit when they violate the condition “not to invest in transactions that earn less than a certain profit” and It is not permissible for them to guarantee the people they deal with.
Bu makale, emanet zilyetliğinin daman zilyetliğine dönüştüğü halleri, akdî şartlarda asıl kuralın serbestlik mi yasaklılık mı olduğunu, mudaribin veya yatırım vekilinin yatırım konusu sermayeyi tazminle sorumlu tutmanın meşruiyetini, mudaribi veya yatırım vekilini sermaye ile birlikte kârı da tazminle sorumlu tutmanın hükmünü, mudaribi veya yatırım vekilini, “belirlenen kârı sağlamayan işlemlerde yatırım yapmama” şartına muhalefet sebebiyle beklenen kârın altında kalan miktarı tazminle yükümlü tutmanın hükmünü, mudarib veya yatırım vekilini, çalıştığı kişilere kefil tutmanın hükmünü incelemeyi amaçlamaktadır. Bu çalışma neticesinde; Yasaklayıcı bir nas olmadığı sürece şartlarda aslolanın ibaha olduğu, teaddi ve taksir halleri dışında mudarib veya yatırım vekilini kâr veya sermayeyi tazminle yükümlü tutmanın caiz olmadığı, mudarib veya yatırım vekilinin akit esnasında değil akitten sonra gönüllü olarak kârı tazmin yükümlülüğünü üstlenmesinin olduğu, mudarib veya yatırım vekiline, belirli bir orandan daha az kâr getirecek işlemlerde yatırım yapmamayı şart koşmanın caiz olduğu ve mudarib veya yatırım vekilinin birlikte iş yaptıkları kişilere kefil olmalarını şart koşmanın caiz olduğu sonuçlarına ulaşılmıştır.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Religious Studies |
Journal Section | Articles |
Authors | |
Publication Date | June 30, 2022 |
Submission Date | April 29, 2022 |
Published in Issue | Year 2022 |
Türkiye İlahiyat Araştrımaları Dergisi Creative Commons Atıf-GayriTicari 4.0 Uluslararası Lisansı (CC BY NC) ile lisanslanmıştır.