Sembollerle anlatım, insanlığın tarihi kadar eski bir yöntemdir. Şekillerle, beden dili ile ifade ediş yalnızca günlük yaşamdaki ihtiyaçlar ve insan ilişkilerinde kullanılmakla kalmamış, bütün dinî yapılanmalarda da yer almıştır. Bektaşiliğin Pîri olan Hünkâr Hacı Bektaş Velî’nin “Eline, diline, beline sahip olmak” olarak ifade edilen inanç anlayışının sadece sözlerde, öğretilerde kalmadığı aynı zamanda bu inançta olanların giyim-kuşamlarına da yansımış olduğu görülmektedir. Bu anlayışın en belirgin simgelerinden biri de başlarına giydikleri tâclardır. İslam’ın tasavvufi bir yorumu olan Bektaşilik inancının da bunun dışında kalması düşünülemez. Bu yazıda Bektaşiliğin diğer ekollerden farklılığını belirleyecek olan tâcın önemi, yeri ve çeşitleri hakkında bilgi verilmeye çalışılacaktır
Symbolic expression is an old method of communication, as old as history of humanity. Expressions of forms and body language have not only been used in human relationships but also took part in all religious organizations. The founder of the Bektashi Sect Pîr Hünkâr Haci Bektas Veli’s sense of belief which is stated as have possession of hand, tongue, waist did not only appear in words or doctrines they had also been reflected to the clothes. One of the most significant symbols of that belief is crowns. That is known as the beliefs are reflected to the clothes in all schools of Sufism. In this article we will try to give information about the importance, the place and varieties of crowns which determine the distinctness of Bektashi from the other sects.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | Research Article |
Authors | |
Publication Date | December 3, 2011 |
Published in Issue | Year 2011 Issue: 60 |
Bu dergide yayımlanan makaleler Creative Commons Attribution 4.0 ile lisanslanmıştır. Bu lisans, açık erişimli bir makalenin ticari olmayan bir şekilde tekrar kullanılmasına, yazar doğru atfedildiği sürece izin verir.