Kalkınma planları ekonomik sistemi değiştirmek amacıyla değil, ekonomiyi ve kamu politikalarını birikim rejiminin gereklerine göre değiştirme amacıyla hazırlandığı için devlet anlayışındaki ve kamu politikalarındaki değişim kalkınma planlarına yansımaktadır. Kalkınma planları bu açıdan değerlendirildiğinde, Türkiye’de kamu politikalarının belirlenmesinde IV. BYKP, VIII. BYKP ve IX. Kalkınma Planının ayrı bir yeri vardır. IV. BYKP Fordist birikim rejiminin devlet anlayışı olan sosyal devletin ilkelerini ve “kamucu” kamu politikalarını yansıtan son uzun vadeli plan olması açısından Türkiye’nin sosyo-ekonomik sürecinde önemli bir yere sahiptir. VIII. BYKP yönetişimci devlet anlayışına dönüşümün tipik örneğidir. IX. Kalkınma Planında ise devlet anlayışındaki ve kamu politikalarındaki sermayeden yana dönüşüm ve değişim çok daha belirgindir. Ele alınan döneme ilişkin kalkınma planları karşılaştırıldığında, kamu girişimciliğinin yerini özelleştirme politikasının aldığı, temel kamu hizmeti olarak değerlendirilen eğitim, sağlık, sosyal güvenlik hizmetlerinin metalaştığı, sosyal devletin emek ve sermaye arasındaki göreli denge arayışının yerini dengesizliğin aldığı görülmektedir. Bu durum, yönetişimci devletin kamu politikalarını belirlerken toplumsal sınıfların çelişen çıkarları arasında sermayeden yana bir tavır aldığını, işçi ve “işsizleri” ise STK’ların yardımına “muhtaç” durumda bıraktığını göstermektedir.
Development plans reflect changes in state’s character and public policies because development plans are not prepared in order to change economic system but to change economy and public policies according to the needs of accumulation regime. The fourth, eight and ninth development plans have separate characteristics when they are reviewed from this perspective. The fourth five-year development plan as a last long-run plan which reflects the principles of welfare state of the florist era and public oriented public policies has a distinctive place in Turkey’s socio-economic process. The eighth five-year development plan is a typical example of the new mode of governance, however, transformation in public policies and state’s role towards capital is more pronounced in the ninth development plan. When the aforementioned development plans in the studied period are compared, it is observed that public entrepreneurship was replaced by privatization policies, basic public services such as education, health and social security were commodified, and the state’s role as an arbiter between labour and capital was abandoned. This situation shows that the new mode of governance is biased in favour of capital in shaping public policies, and workers and unemployed are left to be dependent on NGO aid programmes.
Other ID | JA39FK36EY |
---|---|
Journal Section | Articles |
Authors | |
Publication Date | July 25, 2016 |
Published in Issue | Year 2009 Volume: 3 Issue: 5 |