Orhan Pamuk’un sekizinci romanı Masumiyet
Müzesi, uzun soluklu ve saplantılı bir aşk hikâyesidir. 2008’de basıldıktan
itibaren hem çok olumlu geri bildirimler almış hem de eleştirilmiştir. Sadece
bir aşk hikâyesini değil, aynı zamanda modern ile geleneksel yaşam tarzının
arasına sıkışmış bir coğrafyada fiziksel ve duygusal bir aşkı deneyimlemenin
imkânsızlığını anlatır. Romandaki başkarakter, aşkının soyut halini sevdiğinin
eşyalarının somutluğuna dönüştürmektedir. Bu eşyalardan oluşturduğu gerçek müze
kurma hayali, 2012 yılında İstanbul’da Çukurcuma’da gerçek olur. Bu bağlamda,
gerçek hayatta bir müze kuran ilk roman kurgusal başkarakteridir. Masumiyet Müzesi gerçekte bir müzenin
romanıdır. Müzedeki her bir eşyanın hikâyesinden oluşan ve de müzeye nasıl getirildiklerini
anlatan bir katalog gibidir. Müze, hem başkarakterin aşkına hem de o yıllardaki
İstanbul’un politik, kültürel ve sosyal olaylarına şahitlik eder. Masumiyet Müzesi yerel bir edebi ürün
olarak karşımıza çıkmakta, ancak gerçek bir mekân olan bir müze formuyla da
evrensel olarak düşünülmektedir. Kurgu ve gerçekliğin iç içe geçmesinden
dolayı, İstanbul’daki müze, Foucault’nun 1967’de derslerinin birinde anlattığı
bir heterotopya olarak kabul edilebilir. Foucault’ya göre, her kültür tarihi
boyunca kendi heterotopyalarını üretmiştir. Ütopya temelde gerçek dışı, fakat
heterotopya gerçek bir mekândır. Romandaki başkarakterin, sevdiğinin eşyalarını
biriktirerek aşkına ulaşma ütopyası, gerçek bir müze şekliyle bir heterotopyaya
dönüşmektedir. Heterotopya, birbiriyle karşılaştırılamaz mekân ve alanların bir
araya gelmesiyle oluşan gerçek bir mekândır. Bu bağlamda, İstanbul’daki
Masumiyet Müzesi, gerçek ve hayalin, yerel ve evrenselin, sanal ve fiziksel
olanın bir araya geldiği heterotopik bir mekândır. Bu çalışma, Foucault
tarafından kazandırılan heterotopya
kavramı aracılığıyla, roman ve müzenin nasıl bir arada yorumlanabileceğini
göstermektedir.
Orhan Pamuk’s
eighth novel, Masumiyet Müzesi (The
Museum of Innocence) is a long-term and obsessive love story. Published in
2008, it has attracted a lot of attention positively as well as criticism. It
depicts not only a love story but also the impossibility of experiencing a
physical and emotional love together in a geography trapped between modern and
traditional life-style. In the novel, the protagonist converts the abstractness
of his love into the concreteness of his lover’s belongings. His dream of
generating a real museum from these belongings came true in Çukurcuma-Istanbul
in 2012. In this context, he is the first novel fictional protagonist to build
a museum in reality. Masumiyet Müzesi
is actually the novel of a museum. It can be likened to a catalogue of a museum
informing the stories of every object in it and also how they are brought
together. The museum can be assessed that it is the witness of both
protagonist’s love story and political, cultural, and social events in Istanbul
in those years. It can be said that Masumiyet
Müzesi is produced locally as a literary production, but distributed
globally in the form of a museum as a real place. Based on the interconnection
of fiction and reality, the museum in Istanbul can be accepted as a heterotopia
which is a term Foucault coined in one of his lectures in 1967. For him, every
culture has created his own heterotopia throughout its history. Utopia is
basically an unreal space, but heterotopia is a real one. In the novel, the
protagonist’s utopia for collecting his lover’s belongings to reach his lover
emotionally turns into a heterotopia by the way of a real museum. Heterotopia
is one real place which juxtaposes various incompatible spaces or sites. In
this sense, Masumiyet Müzesi (The Museum of Innocence) in Istanbul is a
heterotopic place juxtaposing real and imagined, local and global, virtual and physical.
This
study explores how the novel and museum are interpreted together by the concept
of heterotopia coined by Foucault.
Primary Language | English |
---|---|
Journal Section | Derleme Makalesi |
Authors | |
Publication Date | December 31, 2019 |
Published in Issue | Year 2019 |