Language is widely regarded as one of the most significant elements in the formation of social identity. For this reason, when an individual interacts with another language in written or oral form, they are also interacting with the culture that speaks that language. An individual who can express themselves by learning the structural features or grammar rules of the language of a community not only speaks that language, but also interacts with the culture, traditions, habits and behaviours of that community. This dual interaction, which occurs at the individual level within a society, is analogous to the interaction between different communities or peoples. Similarly, in the context of international integrations, there is a direct or indirect interaction between language and culture, as evidenced by recent examples such as the integration efforts among European countries. The European Union project, which was realised immediately after the Second World War, emerged as a result of efforts to achieve a lasting peace between European peoples who had been at war with each other for centuries. Multilingualism and multiculturalism were adopted as a tool to pave the way for integration around a common past, a common culture and shared values. In this study, the “multilingualism policy” of the European Union and its direct and indirect effects on social cohesion and integration within the Union have been examined. The possible contributions of Turkish language, which will fall within the scope of the EU’s “multilingualism” policy in a possible membership of Türkiye, to this policy have been hypothetically evaluated. It has been concluded that Türkiye will have positive gains from this. The study hypothesises that Turkish becoming one of the official languages of the EU will increase mutual understanding between the EU and Turkish populations, thereby accelerating the rapprochement between societies.
Dil, toplumsal kimliğin oluşumunda en önemli unsurlardan biridir. Bu nedenle başka bir dille yazılı veya sözlü etkileşime geçildiğinde aynı zamanda o dili konuşan kültürle de etkileşimde bulunulmuş olunur. Herhangi bir topluluğun dilinin yapısal özelliklerini veya dilbilgisi kurallarını öğrenerek kendisini ifade edebilen birey, sadece o dili konuşmakla kalmaz; aynı zamanda o topluluğun kültürünü, geleneklerini, alışkanlık ve davranışlarını da anlamlandırabilecek bir etkileşim içerisine girmiş olur. Birey-toplum düzeyinde geçerli olan bu çift yönlü etkileşim, farklı topluluklar veya halklar arasında da benzer şekilde gerçekleşir. Bunun gibi uluslararası bütünleşmelerde de dil ve kültür arasında doğrudan veya dolaylı bir etkileşim olur. Bunun en yakın örneklerinden biri Avrupa ülkelerinin arasında gerçekleşen bütünleşme çabaları sırasında kendisini göstermiştir. İkinci Dünya Savaşı’nın hemen ardından hayata geçirilen Avrupa Birliği projesi, yüzyıllarca birbirleriyle savaşmış Avrupa halkları arasında kalıcı bir barışın sağlanabilmesi çabalarının bir sonucu olarak ortaya çıkmıştır. Ortak bir geçmiş, ortak bir kültür ve paylaşılan ortak değerler etrafında bir bütünleşmenin yolunun açılabilmesi için çok dillilik (multilingualism) ve çok kültürlülük (multiculturalism) bir araç olarak benimsenmiştir. Bu nedenle çalışmada Avrupa Birliği’ndeki “çok dillilik politikası” ve bunun Birlik içindeki sosyal uyuma, bütünleşmeye doğrudan ve dolaylı etkileri ortaya konulmuş, bununla birlikte Türkiye’nin olası bir üyeliğinde AB’nin “çok dillilik” politikası kapsamına girecek olan Türkçenin, bu politikaya yapacağı olası katkılar varsayımsal olarak değerlendirilmiş ve bu bağlamda Türkiye açısından olumlu kazanımlar sağlanabileceği sonucuna ulaşılmıştır. Türkçenin AB’nin resmî dillerinden biri durumuna gelmesinin AB halkları ile Türk halkı arasındaki karşılıklı anlayışı güçlendireceği ve bu sayede toplumlar arası yakınlaşmayı hızlandırıcı bir etki yaratacağı sonucuna varılmıştır.
| Primary Language | Turkish |
|---|---|
| Subjects | European Union-Turkiye Relations |
| Journal Section | Research Article |
| Authors | |
| Publication Date | June 30, 2025 |
| Submission Date | February 26, 2025 |
| Acceptance Date | June 16, 2025 |
| Published in Issue | Year 2025 Volume: 27 Issue: 1 |
Trakya University Journal of Social Sciences is licensed under Creative Commons Attribution 4.0.