The Sanjak of Alexandretta, which lies within the borders delineated in the National Pact, was conferred with a special administrative status in the Treaty of Ankara signed on October 20th, 1921 between France and the Grand National Assembly of Turkey. When the power of the mandated administrations in the Middle East started to be returned to governments in the region, France ended its claim over Syria and transferred the administration of the Sanjak to the Syrian government. Following this development, Turkey launched a diplomatic initiative demanding the independence of the Sanjak of Alexandretta, which was under a special administrative status at the time. After the deliberations of the League of Nations, on May 29th, 1937, Hatay gained a special administrative status with a separate constitution, becoming internally autonomous but externally part of Syria.
France left its negative attitude in the Hatay question with the signing of the Turkish-French Joint Declaration of 1938, which was declared by Turkish Foreign Minister Tevfik Rüştü Aras and by H. Ponsot, the French Ambassador of Turkey. Following the Joint Declaration, within which both sides reiterated their commitment to the treaty signed between the two countries in 1930, articles and editorials about the Hatay question started to appear in the foreign press. Furthermore, the Turkish Ministry of Foreign Affairs prepared a report of the articles published in Syrian “Fetel Arab”, Bulgarian “Utra” and Greek “Proia” newspapers about Hatay. This study examines documents held in the State Archives of the Republic of Turkey and report prepared by the Turkish Ministry of Foreign Affairs about the Foreign press, and analyzes foreign public opinion on Turkey’s Hatay policy.
Misak-ı Milli sınırları dâhilinde olan İskenderun Sancağı 20 Ekim 1921'de TBMM Hükümetinin Fransa ile yaptığı Ankara Antlaşması'na göre özel yönetimli bir statüye kavuşturulmuştur. Ortadoğu’daki manda idarelerinin bölge yönetimlerine bırakılmaya başlamasıyla Fransa da Suriye mandasını kaldırma kararı almış, Sancak'ın yönetimini Suriye hükümetine devretmiştir. Türkiye bu gelişme karşısında özel yönetim statüsünde bulunan İskenderun Sancağı'na da bağımsızlık verilmesi amacıyla diplomatik yollara başvurmuştur. Milletler Cemiyetindeki görüşmeler sonucunda Hatay; 29 Mayıs 1937'de iç işlerinde serbest dış işlerinde Suriye'ye bağlı ve ayrı bir anayasaya sahip idare statüsü kazanmıştır.
Fransa, Hatay meselesi konusunda süregelen, olumsuz tutumuna 4 Temmuz 1938'de Türkiye ile yaptığı “Müşterek Beyanname” ile son vermiştir. 1938 yılında Türkiye ile Fransa Müşterek Beyannamesini Türkiye adına Dışişleri Bakanı Tevfik Rüştü Aras Fransa adına da Ankara Büyükelçisi H. Ponsot beyan etmiştir. 1930 yılında iki ülke arasında yapılan anlaşma hükümlerine bağlı kalmayı taahhüt eden “Müşterek Beyanname”nin açıklanması sonrasında Yabancı basında beyanname üzerinden Hatay meselesine dair gazetelerde haberler ve başyazılar kaleme alınmıştır. Ayrıca Türk Dış İşleri Bakanlığı Suriye Fetel Arab, Bulgar Urta ve Yunan Proia basınında Hatay meselesi hakkında çıkan makaleler hakkında bir rapor hazırlamıştır. Bu çalışmada, Cumhuriyet Arşivi vesikaları ve Türkiye Cumhuriyeti Hariciye Vekâleti tarafından hazırlanan yabancı basına ait rapor değerlendirilmiş, Yabancı kamuoyunun bakış açısından Türkiye’nin Hatay politikası incelenmiştir.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 14 Temmuz 2020 |
Gönderilme Tarihi | 17 Şubat 2020 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2020 Cilt: 10 Sayı: 20 |