Tanpınar’ın ilk defa XIX. Asır Türk Edebiyatı Tarihi adlı eserinde kullandığı ‘saray istiaresi’ kavramı maşukun hükümdar ve âşığın ise kul olduğu bir dünyayı yani Divan edebiyatının paradigmalarından birisini tasvir etmektedir. Bu paradigmanın empoze ettiği değerler ise üç büyük işte toplanmaktadır: Savaş, av ve işret meclisi. Bu çalışmada bu değerlerden yola çıkılacak ancak ‘saray istiaresi’ kavramsal bir açıdan incelenmeyecektir. Bunun yerine ‘saray istiaresi’nin bakış açısı çerçevesinde yorumlanabilecek unsurlar belirlenip kategorize edilecek ve bunların ‘Avnî ve Bahâyî Divanlarında izi sürülerek istatistikî bazı verilere ulaşılacaktır. Diğer yandan bu kategorilere, dolayısıyla da çalışmamıza, dâhil olan her bir istiare grubunun doğrudan bu paradigmayla ilişkili olduğu söylenememektedir. Dolayısıyla makalenin başlığında da belirtildiği üzere bu makalede ‘saray istiaresi’ bağlamındaki unsurlarla birlikte bu paradigma ile dolaylı yoldan ilişkili olan diğer istiare grupları da bahis mevzusu edilecektir. Bu maksatla yukarıda zikredilen değerlerden yola çıkılarak ‘saray istiaresi’nin ve ilişkili diğer istiare gruplarının ihtiva ettiği unsurlar geniş ve kapsamlı bir kategorizasyona tâbi tutulmuş ve neticede şu başlıklar ortaya çıkmıştır: “Bezm/Meyhane ve Bahar”, “Rezm/Muharip Sevgili”, “Gök”, “Sultan Sevgili” ve “Cevr ve Rakip”. Makalemizde bu kategorilerden yalnızca ilk ikisine ait unsurlar incelemeye konu edilecektir. İnceleme nesnesi olarak ise iki şairin Divanları seçilmiştir: ‘Avnî ve Bahâyî. Bu ikisinin seçilmesinin sebepleri şunlardır: ‘Avnî klasik üslupla yazan bir padişah yani övülen iken Bahâyî ise Sebk-i Hindî üslubu ile şiirler kaleme alan bir methedicidir. Üstelik bunlar arasında iki yüzyıllık bir fark vardır. Dolayısıyla eğer bu iki şairin Divanlarında ‘saray istiaresi’ne ve diğer ilişkili istiare gruplarına ait unsurları benzer şekilde kullandığı görülürse bu unsurların Tanpınar’ın iddia ettiği gibi umuma şamil bir yapıda olduğu noktasında destekleyici bir veri elde edilmiş olacaktır. Sonuç olarak bu çalışma temelde ‘saray istiaresi’ne ve ilişkili diğer istiare gruplarına ait unsurların iki divanda ne şekilde ve hangi sıklıkta yer aldığına dair istatistikî bir veri sunma maksadındadır. Öte yandan bu veriler ileride ‘saray istiaresi’ hakkında yapılacak olan kapsamlı kavramsal çalışmalara da istatistikî bir temel teşkil edebilecek mahiyettedir.
The concept of the ‘court metaphor’, which Tanpınar used for the first time in his book XIX. Asır Türk Edebiyatı Tarihi (The History of Turkish Literature in the Nineteenth Century) depicts a world in which the beloved is a ruler and the lover is a slave, in other words, one of the paradigms of classical Ottoman literature. The values imposed by this paradigm are gathered in three activities: War, Hunting and Banquet. We base this article on these values, but we do not analyze the ‘court metaphor’ conceptually. Instead, we categorize the elements that can be interpreted from the point of view of the ‘court metaphor’ after discovering them, and we find out some statistical data by searching these elements in the Divans of ‘Avnî and Bahâyî. On the other hand, we cannot say that all the groups of metaphors included in these categories, that is, in our article, are directly related to this paradigm. Therefore, in this article, we also discuss the groups of metaphors that are indirectly related to this paradigm along with the elements within the framework of the ‘court metaphor’ as implied by the title. For this purpose, we had made a comprehensive and extensive categorization for the elements included in the ‘court metaphor’ and other related groups of metaphors based on the above-mentioned values. Then we had the following categories: “Banquet/Tavern and Spring”, “War /Beloved the Warrior”, “Heaven”, “Beloved the Ruler” and “Torture and Rival”. In this article, we examine the elements contained in only the first two of these categories. As for the objects of analysis, we choose two Divans of the two poets: ‘Avnî ve Bahâyî. The reason for choosing them is that Bahâyî is a panegyrist who wrote poems in the Sebk-i Hindî style while ‘Avnî is a ruler, that is, the praised one, who wrote poems in the classical style. Moreover, there are two centuries between them. Accordingly, if we find out that they used the elements included in the ‘court metaphor’ and other related groups of metaphors similarly in their Divans, we acquire a supporting data for the Tanpınar’s point which argues that these metaphors are extensive to all Ottoman poetry. In conclusion, we aim to provide a statistical data on how the elements included in the ‘court metaphor’ and other related groups of metaphors are used and what is their frequency in these two Divans. However, this data is of such a nature that it can serve as a statistical basis for further comprehensive conceptual research on the ‘court metaphor’.
‘Avnî (Fatih Sultan Mehmet) Bahâyî the court metaphor Ahmet Hamdi Tanpınar Sebk-i Hindî style.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Classical Turkish Literature |
Journal Section | Research Articles |
Authors | |
Early Pub Date | July 25, 2024 |
Publication Date | July 29, 2024 |
Submission Date | April 23, 2024 |
Acceptance Date | June 10, 2024 |
Published in Issue | Year 2024 Volume: 14 Issue: 28 |