Post-truth, 2010’ların ikinci yarısından sonra akademide gözle görülür şekilde mercek altına alınan, Brexit ve Trump’ın başkanlık dönemi ile (Postel-Vinay, 2018) gündelik hayata içkin tartışmaların da konusu hâline gelen, Kovid-19 ve devamında ortaya çıkan yanlış bilgi tufanıyla bireylerin hayatlarını farklı boyutlarda etkileyen bir kavram. Bu husus, iletişim bilimcisi gözlükleriyle değerlendirildiğinde zihinlerde her ne kadar bir kavram olarak konumlanıyor olsa da post-truth’u bir sorun (Yu ve Shen, 2024) olarak betimlemek toplumsal yaşamımızdaki etkilerinin sınırlarını çizmek için daha gerçekçi bir yaklaşımdır. Belgelendirilmiş kullanım miktarı 2016 yılında, 2015’e göre %2000 artan (Calcutt, 2016) ve Google Books Ngram Viewer’da 2016 - 2021 yılları arasında hızlı bir sorgu yapıldığında bu araçta taranan kitaplarda kullanım miktarının %2476 arttığı gözlemlenebilen, toplumun yerleşik değerleri ve hakikati bilme hakkı için farklı boyutlarda risk oluşturan bu kavramı d’Ancona’nın (2017) takip eden tümcesi post-truth hakkında bir fikir edinmeyi mümkün kılmaktadır.
Post-truth Yanlış Bilgi Yıkıcı Teknolojiler Dezenformasyon Bilgi Operasyonları
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Basın Çalışmaları, Gazetecilik, İletişim ve Medya Çalışmaları (Diğer) |
Bölüm | Analiz / Değerlendirme |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 31 Ocak 2025 |
Gönderilme Tarihi | 2 Ocak 2025 |
Kabul Tarihi | 17 Ocak 2025 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2025 Cilt: 10 Sayı: 23 |
This work is licensed under Creative Commons Attribution-NonCommercial-NoDerivatives 4.0 International