Bu çalışma, dijital çağda ergenlik dönemindeki bireylerin sosyal medya deneyimleri ile akran zorbalığı arasındaki ilişkiyi sosyolojik bir bakış açısıyla incelemeyi amaçlamaktadır. Çalışmada, “Adolescence” adlı dört bölümlük mini dizi, içerik analizi yöntemiyle değerlendirilmiş; dizideki karakter etkileşimleri, sosyal medya kullanımları ve zorbalık sahneleri belirlenen tematik çerçeve doğrultusunda analiz edilmektedir. Çalışma kapsamında, zorbalık türleri, zorbalığın psikolojik ve sosyal sonuçları, sosyal medyanın bu süreçteki rolü, aile içi iletişimin etkisi ile fail, mağdur ve tanık dinamikleri değerlendirilmektedir. Buna göre çalışma bulguları, çocukların ve gençlerin gerçek yaşamlarındaki zorbalık eylemlerini sosyal medya aracılığıyla pekiştirdiklerini ortaya koymaktadır. Ayrıca, sosyal medyada kullanılan emojilerin, yorumların ve sembollerin çocuklar ve gençler arasında zorbalığı meşrulaştıran ya da görünmez kılan bir dile dönüştürdüğü gözlemlenmektedir. Dizi örneği üzerinden yapılan çözümlemeler, sosyal medyanın zorbalığı yalnızca görünür kılmakla kalmayıp aynı zamanda hızlandırıcı ve çoğaltıcı bir rol üstlendiğini; ailelerin ve eğitim kurumlarının ise bu süreçte yeterli farkındalık ve müdahale kapasitesine sahip olmadığını göstermektedir. Bu bağlamda çalışma, sosyal medya çağında ergenlik döneminde yaşanan zorbalık pratiklerini anlamak ve toplumsal farkındalık oluşturmak açısından önemli bir katkı sunmaktadır.
This study aims to examine the relationship between social media experiences of adolescents and peer bullying in the digital age from a sociological perspective. The study employs content analysis to examine the four-episode mini-series “Adolescence”, focusing on character interactions, uses of social media, and scenes involving bullying, all analyzed through a pre-determined thematic framework. The study addresses the following themes: types of bullying, the psychological and social consequences of bullying, the role of social media in these processes, the influence of family communication, and the dynamics among perpetrators, victims, and bystanders. The findings indicate that children and adolescents reinforce real-life bullying behaviors through social media platforms. Moreover, the use of emojis, comments, and symbols on these platforms creates a communicative code that renders bullying either normalized or invisible, contributing to the construction of an informal subculture among youth in digital spaces. The analysis reveals that social media not only makes bullying more visible but also functions as an accelerator and amplifier of these behaviors. Furthermore, it is observed that families and educational institutions often lack the awareness and intervention capacity to address these dynamics effectively. In this regard, the study offers significant insights into understanding bullying practices in adolescence within the context of digital media and aims to contribute to broader societal awareness.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Communication and Media Studies (Other) |
Journal Section | Makale |
Authors | |
Publication Date | May 29, 2025 |
Submission Date | April 6, 2025 |
Acceptance Date | May 22, 2025 |
Published in Issue | Year 2025 Volume: 10 Issue: 24 |