Paleolitik Çağ’dan bugüne kadar farklı coğrafyalarda farklı topluluklar farklı kültürler yaşamıştır. Bu topluluklarınyaşam tarzlarına ve gelenek-göreneklerine bağlı kalınarak, ölüm olgularına ve ritüellerine ilişkin veriler arkeolojikkazılarla belgelenmektedir. Ele geçen veriler başta arkeologlar, antropologlar, etnograflar olmak üzere felsefeciler,sosyologlar ve istatistikçiler gibi uzmanlar tarafından incelenerek değerlendirilmektedir. Değerlendirmelerneticesinde “ölüm olgusunun” doğal bir süreç içerisinde şekillendiği, sosyal ve kültürel yapıların incelenmesindefarklı bir ilgi alanı oluşturduğu kanaatine varılmıştır. Ölüm ile ilişkilendirilen “ritüel uygulamalarının” ise ölününgömüldüğü mezarın kendisinden elde edilen somut kalıntılar üzerinden çözümleneceği sonucuna varılmıştır.Mezarlar içerisinde ele geçen iskeletler ve beraberindeki buluntular prehistorik ve historik dönemin topluluklarınınanlaşılmasında büyük önem taşımaktadır. Çünkü ölüm ve beraberinde uygulanan ritüeller sayesinde insanlarınve toplulukların sosyo ekonomik-kültürel yapılarını, sanatsal özelliklerini, zevklerini ve beslenme alışkanlıklarınınizlerini bilim dünyası çözümleyebilmektedir. Halkların biyolojik yapılarını yansıtan ölüm beraberinde nüfusunfiziksel ve antropolojik yapısını da sergilemektedir. İnsanların veya toplulukların yaşam biçimlerinin yenidencanlandırılmasında ölümün geride bıraktığı ipuçları bu noktada büyük önem taşımaktadır. Biz bu çalışma içerisinde ölümün ve ritüellerin geride bıraktıkları ipuçlarını bilim dünyasının zaman içerisinde nasıl değişerek ele aldığısorusuna cevap aramaya çalışacağız.Özetle, Eski Çağlardan bugüne kadar yaşamış insan toplulukları hakkında önemli bilgilerin elde edilebildiğiölüme ve ritüellere bilim dünyasının bakış açısı zamana bağlı olarak değişmiştir. Eski Çağlardan günümüze kadaryaşamış toplumların sosyal yapısına ve ekonomik durumuna ilişkin birçok bilgiyi barındıran mezarların ele alınmayöntemlerinde de zamana bağlı olarak değişimin olduğu tespit edilmiştir. İnsanların çevreye, morfolojiye uyumsüreçlerini, demografik yapılarını ve yönetimsel özelliklerini yansıtan ölüm olgusu ve ritüeller hakkında eldeedilen veriler değişmemiş olsa da verilerden elde edilen sonuçlar yaklaşık yüz elli yıllık süreç içerisinde bilimselbirikime bağlı olarak değiştiği görülmektedir. Bu çalışmanın içeriğinde on yıllık dilimler halinde ölüm olgusunave ritüellere olan bilimsel yaklaşımlar aşama aşama ele alınmaya çalışıldı. Ölümün ve ritüellerin geride bıraktığıizleri, beraberinde ele geçen arkeolojik materyalleri ve eski zamanlarda yaşamış insanların toplumsal yaşambiçimlerini değerlendiren çalışmaları zamanının değerlerinden sıyrılamadan nasıl ele alındığını bilim dünyasındantemel kaynakları örnek vererek somutlaştırmaya çalışacağız.
Different communities from different geographies have experienced different cultures since Paleolithic Era. In accordance with their life styles and traditions-customs, data related to death phenomenon and rituals of these communities are documented with archeological excavations. The obtained data is evaluated as analyzed by philosophers, sociologists and statisticians, and primarily by archeologists, anthropologists and ethnologists. According to the evaluations, it was concluded that “death phenomenon” was shaped naturally and it created a different interest area in analysis of social and cultural structures. Besides, “ritual applications” that were associated with death would be analyzed using concrete residues which would be obtained from the grave in which the dead was buried Skeleton that is obtained inside a grave and the residues around skeleton have crucial importance to understand communities of prehistorical and historical eras. Because science world becomes able to analyze socio economiccultural structures, artistic characteristics, pleasures and dietary habits of people and communities thanks to death and the rituals that were applied afterwards. Death that reflects communities’ biologic structures also depicts population’s physical and anthropological structure. The hints that remained from death play an important role in revival of people’s or communities’ life styles. In this study, we tried to find an answer to the question of how science world has analyzed the traces that death and the rituals left behind over time. In summary, the perspective of science world to death and rituals from which important information about communities from Ancient Eras to today’s world can be obtained has been changed over time. It was concluded that changes had also been experienced over time in analysis methods of graves that covered various information related to social structures and economic conditions of the communities that had lived since Ancient Eras to today. It was seen that the results obtained from the data changed depending on scientific accumulation in nearly hundred and fifty years although the data obtained about death phenomenon and rituals that reflected people’s adaptation processes to environment and morphology, their demographic characteristics and administrational characteristics had not changed. In this study, scientific approaches to death phenomenon and rituals were presented phase by phase in decadal format. Giving examples from science world, we tried to embody how the traces that death and the rituals left behind, the archeological materials that were obtained together, and the studies that analyzed social life styles of the people who lived ancient eras, have been analyzed while not being able to be eluded from the values of time.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | Research Article |
Authors | |
Publication Date | March 1, 2018 |
Published in Issue | Year 2018 Issue: 1 |
The contents of this system and all articles published in Journal of TÜBA-AR are licenced under the "Creative Commons Attribution-NonCommercial-NoDerivatives 4.0".