Yukarı Dicle havzasında Ilısu Barajı ve HES Projesi kapsamında yürütülen kurtarma kazıları, Demir Çağı boyunca yerel kültürün yaklaşık 800 yıl boyunca hangi bakımdan ve hangi oranlarda değişime uğradığı ve kendine özgü öğeleri nasıl koruduğunu ortaya çıkartmıştır. Orta Assur krallığının MÖ 1050 yıllarında Yukarı Dicle havzasından çekilmesinin ardından Doğu Anadolu kökenli göçebetopluluklar bölgeyi kışlık konaklama alanı olarak kullanmıştır. Konaklama alanları mevsimlik olduğundan, basit mimarili barınaklardan oluşmuş, kaplarını ihtiyaçları kadar kendileri üretmişlerdir. Bu toplulukların yaşam tarzlarını ve materyal kültürlerini Hellenistik döneme kadar sürdürmelerine karşın, zaman içerisinde gözlemlenen değişim, kültürün siyasi iktidarların düzenlediği zorunlu göçlerden ve bölgeye getirdikleri yeni ürünlerden etkilenerek değişim geçiren dinamik yapısını göstermiştir. MÖ 9. yüzyılda Yeni Assur İmparatorluğu’nun bölgeye egemen olmasının ardından başlayan değişim sürecinde bazı toplulukların mevsimlik barınaklarını kullanmalarına karşın bazılarının bunları daha kalıcı hale getirmeleri, besin ekonomilerinin büyük ölçüde kalıcı olmasına karşın, yaşam tarzında değişim sürecine girdiklerini göstermiştir. Bu süreçte kullandıkları kaplar arasında aynıcoğrafyaya yerleştirilen diğer toplulukların kullandığı malzemeleri de katmaya veya bunların biçimlerini taklit etmeye başlamaları, bu sürecin göstergeleri arasındadır. Bu durum, yerli göçer toplulukların beslenme ve sofra düzenlerinde de değişim meydana geldiğine işaret etmektedir. Değişime uğrayan maddi ve manevi özelliklerin çevreden etkilenme ve politik düzenin baskısı gibi etmenlere bağlanmasına karşın, değişimlerin devamlılık gösteren özelliklerden çok daha az olması, bu toplulukların kültürel öğelerini büyük ölçüde koruduklarını göstermiştir. Yaşam tarzlarındaki ve besin ekonomilerindeki kalıcılık, bu grupların MÖ 7. yüzyıl sonunda Yeni Assur İmparatorluğu’nun yıkılışından, bölgede Hellenizm krallıklarının egemen olduğu MÖ 3. yüzyıla kadar varlıklarını sürdürmelerini sağlamıştır. Bu çalışmada, bu toplulukların maddi kültür kalıntılarından yola çıkılarak toplum yapısı, yaşam tarzı ve üretimlerdeki değişimler ve kalıcı unsurlar, toplumsal varlığı sürdürme üzerinden farklı sosyolojik ve arkeolojik yaklaşımlar doğrultusunda yorumlanmıştır. Bu toplulukların yaşadığı devamlılık, dönüşüm ve değişimler toplumsal dinamikleri ve dış etkenlere göre biçimlenmiştir.
The rescue excavations carried out within the Ilısu Dam and HEPP Project in the Upper Tigris Basin revealed evidence on how and how intensive the local culture throughout the Iron Age developed and changed within about 800 years, how local properties remained stable. Following the withdrawal of the Assyrian kingdom from the Upper Tigris basin in 1050 BC, nomadic communities of Eastern Anatolian origin used the area as winter pastures. Seasonal pastures bear simple dwellings and self-produced vessels for own use. Although these communities continue their lifestyles and material cultures until the Hellenistic period, the change observed over time has shown the dynamic nature of the change, influenced by forced migrations organized by the political power and influenced by new products brought to the region. Following the domination of the Neo-Assyrian Empire in the 9th century BC, some of these communities used more permanent seasonal shelters determining a new process of change in lifestyle; however, food economies remain mostly the same. This process demonstrates change in daily life by means of pottery assemblages; nomadic communities started to use also the material of sedentary communities living in the same region or imitated their vessels. This fact indicates a change in the nutrition and table arrangements of the local nomadic communities. Despite the fact that the material and moral characteristics of change are influenced from the pressure of the political order, continuing cultural elements show mainly permanent cultural assets. The lifestyles and food economies has allowed these groups to maintain their assets from the collapse of the New Assyrian Empire at the end of the 7th century BC to Hellenistic domination in the 3rd century BC. In this study, the lifestyle, changes in production, permanent cultural elements and continuity of social structure is interpreted on the basis of material culture, in the light of different sociological and archaeological approaches. The continuity, transformation and changes experienced by these communities are shaped according to their social dynamics and external factors
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | Research Article |
Authors | |
Publication Date | March 1, 2019 |
Published in Issue | Year 2019 Issue: 25 |
The contents of this system and all articles published in Journal of TÜBA-AR are licenced under the "Creative Commons Attribution-NonCommercial-NoDerivatives 4.0".