Orta Avrupa’da Osmanlı hâkimiyetinin hızlı bir şekilde genişlemesi hem
Osmanlı hem de Habsburg yönetimlerinin kendi serhat bölgelerini her
defasında yeniden organize etmelerine sebep olmuştu. Dolayısıyla Osmanlı
merkezî yönetimi, savunma sistemlerini düşmanla rekabet edecek şekilde
yeniden düzenlemek zorunda kaldı. Diğer yandan Osmanlı serhatlerinin
emperyalist bir gelenek ve bölgeler ağı üzerinden şekillendiği dikkate
alınırsa, bu sürecin karmaşık ve çok yönlü boyutlara sahip olduğu
kendiliğinden ortaya çıkar. Osmanlı serhat teşkilatı, saray iktidarını İstanbul
ve taşrada yeniden kurgulamanın bir aracı olarak da görülebilecek Osmanlı
fetih çabalarını hem etkilemiş hem de ondan etkilenmiş, başka bir tabirle
fetihlerin hem öznesi hem de nesnesi olmuştur. Bu cümleden olmak üzere,
Osmanlı aklının mutlakıyetçi sistemin öngördüğü şekilde, serhat bölgesini
fetih politikasının devamı için bir üs görmesinden dolayı serhat kavramını
“geçici olarak belirlenen mekân” olarak algıladığı da gözden uzak
tutulmamalıdır. Bu çerçevede Osmanlı fetih teşebbüslerinin 1526 ile 1560
arasına tekabül eden safhasında ve mezkûr dönemin Orta Avrupa politikası
içerisinde anlamlı bir figürü temsil eden serhat bölgesinin gelişimini, özellikle
de Budin’in alınması sonrasındaki bütüncül yapılanma aşamasını,
Viyana’daki mutlakiyetçi rejim ve Osmanlı fetih ve idare gelenekleri
açılarından okumak gerekmektedir.
Osmanlı siyasi tarihinde (1526-1560) önemli rol oynayan ve söz konusu
dönemin fetih stratejisinde üs olarak da kullanılan serhat bölgesindeki
savunma sisteminin tarihini, özellikle de Mohaç Muharebesi’nden (1526)
İstanbul Antlaşması’na (1562) kadarki sürecinin kaleme alınması, sadece
onun Osmanlı siyasi tarihindeki yerini bize göstermekle kalmayacak, aynı
zamanda I. Süleyman devrinde takip edilen siyasetin nirengi noktalarını da
gözler önüne serecektir. Nitekim I. Süleyman devri fetih politikasında üs
olarak kullanılan serhat bölgesinin, Orta Avrupa egemenliğinde hangi
merhalelerden geçtiğini gösterecektir. Bu çalışma Orta Çağ Macaristan
Krallığı’nın etkin güç olma özelliğini yitirmesinin ardından, Osmanlı
yönetiminin Habsburg serhaddinde hayata geçirdiği savunma stratejilerinin
değerlendirilmesini ele almaktadır. Makalede öncelikle Orta Avrupa’da 1521
ile 1541 yılları arasında yapılan Osmanlı fetihlerinin öngördüğü serhat tasvir
edilmektedir. Budin’i koruma merkezli savunma sisteminin niteliği, Tuna ve
kolları üzerinde bulunan kilit garnizonlar egemenlik atına alınması
bağlamında nehir taşımacılığını etkin bir şekilde kullanılması olduğu ortaya
konmaya çalışılmıştır. Merkezî iktidarın enstrümanı hâline gelecek olan söz
konusu sistemi, 1552 ile 1556 yılları arasında yapılan düzenlemelerle daha
güçlü bir yapı hâline getirilmişti. Makalenin son bölümünde ise İstanbul
Antlaşması’nın (1562) Osmanlı’nın Habsburg serhaddindeki konumuna
etkisi ve bölgedeki uygulamalar mercek altına alınmıştır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Haziran 2022 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2022 Cilt: 2 Sayı: 2 |
TÜRKAV Kamu Yönetimi Enstitüsü Sosyal Bilimler Dergisi Creative Commons Atıf-GayriTicari 4.0 Uluslararası Lisansı (CC BY NC) ile lisanslanmıştır.