Gürültü kirliliği insan sağlığı, sosyal yaşam kalitesi ve bireyin günlük performansını etkilemesi nedeniyle çevre sorunlarının başında sayılmaktadır. Sürdürülebilir ve sağlıklı kentsel gelişme için çevresel gürültü kaynaklarının tespit edilerek insan ergonomisi için uygun düzeye getirilmesine yönelik tedbirlerin geliştirilmesi gerekmektedir. Araştırmada Bingöl kentinin çevresel gürültü kaynakları, gürültü düzeyleri, gürültünün insan sağlığı üzerine etkileri ve gürültü kirliliği ile ilgili alınması gereken tedbirler konusunda halkın görüşlerinin belirlenmesi amaçlanmıştır. Nitel ve nicel araştırma yöntemlerinin kullanıldığı araştırmada, saha incelemeleri yapılmış ve veri toplama amacıyla anket formu oluşturulmuştur. Anket, katılımcıların işyerinde, evlerinde ve okullarında farklı demografik yapıdan gönüllü 527 kişiyle (%50,5’i kadın, %49,5‟i erkek) yüz yüze yapılmıştır. Anket sorularının değerlendirilmesinde temel istatistik yöntemlerinin yanında cinsiyet, yaş, eğitim ve meslek değişkenlerine göre fark testlerinden (Ki Kare, Mann-Whitney U ve Kruskal Wallis-H Testleri) yararlanılmıştır. Anket sonuçlarına göre katılımcıların %61,9’u Bingöl kent merkezini gürültü bakımından orta derecede gürültülü olarak değerlendirmekte, %51,0’i gürültünün önlenmesine yönelik yeterli tedbirlerin alınmadığını düşünmekte ve %88,2’si ise gürültüden kaçış için park ve bahçeleri tercih ettiklerini ifade etmektedir. Gürültü kirliliği konusunda kadınların erkeklere göre daha hassas oldukları, 31-45 yaş grubu bireylerin farkındalığının diğer gruplara göre daha yüksek olduğu ve gürültünün olumsuz etkilerinden en fazla 60 yaş üstü bireylerin etkilendiği belirlenmiştir. Ayrıca katılımcılar, ev ve işyerlerinde sırasıyla ağır tonajlı iş makinalarının çıkardıkları seslerden, inşaat yapımından kaynaklı seslerden, eğlence merkezi kaynaklı seslerden ve trafik kaynaklı seslerden en fazla rahatsızlık duymaktadır. Genel bir değerlendirme olarak araştırma sonuçları Bingöl kent merkezinde günümüz için yüksek oranlı gürültü kirliliği olmadığını göstermektedir. Ancak kentleşme hızı da göz önünde bulundurularak bu olumlu durumun devamı için gerekli teknik ve yasal önlemlerin alınması gerekmektedir. Kullanıcı görüşleri doğrultusunda gürültü kaynakları ve nedenlerinin gözden geçirilmesi, gürültüye neden olan etkenlerin ortadan kaldırılması (özellikle D300 karayolu kaynaklı), yeni alan kullanım kararlarında (park, konut, okul, yol vb.) gürültü kriterinin göz önünde bulundurulması ve mevcut gürültü kaynaklarının bitkisel gürültü bariyerleri ve ekolojik koridorlar ile desteklenmesi gibi öneriler getirilmiştir.
Bu araştırmada elde edilen veriler; TÜBITAK Bilim İnsanı Destek Programları Başkanlığı (BIDEB) 2209-A Üniversite Öğrencileri Araştırma Projeleri Destekleme Programı 2022/1 dönemi kapsamında desteklenen ve lisans öğrencisi Fatoş ÖZTEKİN tarafından yürütülen 1919B012204681 numaralı proje verilerine dayanmaktadır. Veri toplamada destek veren lisans öğrencileri Fatoş ÖZTEKİN, Dilan SÖKMEN, Serda ARSLAN, Çiçek ARMAN’a katkılarından dolayı teşekkür ederim.
Noise pollution is considered to be one of the leading environmental problems because it affects human health, social life quality and daily performance of the individual. For sustainable and healthy urban development, it is necessary to identify environmental noise sources and develop measures to bring them to an appropriate level for human ergonomics. In this study, it was aimed to determine the opinions of the public on the environmental noise sources, noise levels, the effects of noise on human health and the measures to be taken regarding noise pollution in Bingöl city. Qualitative and quantitative research methods were used in the study, field investigations were conducted and a questionnaire form was created for data collection. The questionnaire was conducted face-to-face with 527 volunteers (50.5% female, 49.5% male) from different demographics in the workplaces, homes and schools of the participants. In the evaluation of the survey questions, in addition to basic statistical methods, difference tests (Chi-Square, Mann-Whitney U and Kruskal Wallis-H Tests) were utilized according to gender, age, education and occupation variables. According to the results of the survey, 61.9% of the participants evaluate Bingöl city center as moderately noisy in terms of noise, 51.0% think that adequate measures are not taken to prevent noise, and 88.2% state that they prefer parks and gardens to escape from noise. It was determined that women are more sensitive to noise pollution than men, the awareness of individuals aged 31-45 is higher than other groups, and individuals over the age of 60 are most affected by the negative effects of noise. In addition, the participants are most disturbed by the sounds emitted by heavy tonnage construction machinery, sounds from construction, sounds from entertainment centers and sounds from traffic in their homes and workplaces, respectively. As a general evaluation, the results of the research show that there is no high level of noise pollution in Bingöl city center today. However, considering the rate of urbanization, necessary technical and legal measures should be taken to maintain this positive situation. In line with user opinions, suggestions such as reviewing noise sources and causes, eliminating noise-causing factors (especially from the D300 highway), taking noise criteria into consideration in new land use decisions (parks, housing, schools, roads, etc.) and supporting existing noise sources with vegetative noise barriers and ecological corridors have been made.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Agricultural Engineering (Other) |
Journal Section | Research Article |
Authors | |
Early Pub Date | October 12, 2024 |
Publication Date | October 12, 2024 |
Submission Date | August 27, 2024 |
Acceptance Date | September 20, 2024 |
Published in Issue | Year 2024 Volume: 11 Issue: 4 |