Türk
tarihinin İslam öncesi dönemi için kullanılan bozkır tanımı devlet ve toplumsal
hayatın her yönünde olduğu gibi Türklerin sanatına da damgasını vurur. Dahası
İslam öncesi Türk sanatında önemli bir yer tutan taş içliği, toplumun kültür ve
geleneğinin oluşmasında önemli bir yer tutar. Bozkır Türklerinin göçebe
olmalarına ve bu münasebetle medeniyet meydana getiremediklerine yapılan atıf
her şey bir tarafa sanatsal ürünler ve özelikle taş işçiliği ve heykel
işlemeciliği ile reddedilebilir. Özelikle taş işçiliğine dair eldeki veriler -ki
özelikle taş yazıtlar ve etrafındaki arkeolojik buluntular- bunun kabul
edilemeyeceğinin göstergeleri arasında yer alır. Ne ki Türklerin İslamiyet’i
kabul edişleri, diğer bütün alanlarda olduğu gibi Türk düşünce ve sanatında da
köklü bir değişime yol açtığını göz önüne serer. İslam’ın sanat yorumu
etrafında şekillenen bu yeni anlayışın izleri, kendisini daha çok inanca dair
yapılar etrafında göstermektedir. Özellikle heykel ve heykelciliğe inanç
merkezli bir düşüncenin hâkim olması ve tasvirin yasaklanması, bu sanatın tam
anlamıyla ortadan kaybolmasına sebep olmuştur. Düşünce dünyasındaki değişimlere
paralel olarak kendisini gösteren bu zihinsel dönüşümün izleri özellikle
Cumhuriyet’in kuruluşuna kadar devam edecektir. Öte yandan Osmanlı minyatür
sanatının daha Uygurlar zamanına kadar giden arka planı Osmanlı örneğinde daha
ziyade hanedan merkezli, hükümdarı betimleyen bir sanat kolu haline dönüşerek
varlığını sürdürmüştür. Kaldı ki bazı minyatür örneklerinde düşünce ve sanat
ile inanç arasında yaşanan çelişkinin izlerini görmek mümkündür.
The definition of Nomad, which is used for
the pre-Islamic period of Turkish history, marks the art of Turks as well as in
every aspect of state and social life. Moreover, the stone drink, which has an
important place in the pre-Islamic Turkish art, has an important place in the
formation of the culture and tradition of the society. The reference to the
nomads of the Nomad Turks and their inability to bring about civilization can
be rejected by artistic products especially stone work and sculpture. In
particular, the available data on stone work - in particular stone inscriptions
and archaeological finds around it - are among the indicators that this cannot
be accepted. However, the fact that the Turks accept Islam has led to a
profound change in Turkish thought and art as in all other areas. The traces of
this new concept shaped around Islam's art interpretation reveals itself around
structures of faith. In particular, a belief-centered idea of sculpture and
sculpture has been dominated and the prohibition of portrayal has led to the
complete disappearance of this art. The traces of this mental transformation,
which manifests itself in parallel with the changes in the world of thought,
will continue to until the foundation of the Republic. On the other hand, the
background of Ottoman miniature art, which dates back to the time of the
Uighurs, has continued to exist in the Ottoman example by becoming a
dynasty-centered and an artistic arm that depicts the ruler. Moreover, in some
examples of miniature, it is possible to see the traces of the contradiction
between thought and art and belief.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 26 Haziran 2019 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2019 Cilt: 4 Sayı: 1 |