On global scale, economic growth and associated material use are steadily increasing. This means that the importance of mining and rehabilitation of mine sites will continue to increase. Rehabilitation of mine sites can be considered within the scope of sustainable development. Mines have a significant impact on environmental assets. Landforms and ecosystem services are degraded during mining. The rehabilitation of the mine sites is aimed to be re-operationalized the ecosystem services degraded during the mining cycle consisting of exploration, operation, washing and closure and transformed into efficient forms. With implementation of rehabilitation, social benefit streams from the ecosystem services and end-use patterns that have re-emerged throughout the mining cycle are constantly increasing. In addition to minimizing adverse environmental impacts, environmental active and ecosystem benefits are created as high as possible. Mining is a limited activity over time. On the other hand, environmental, economic and social benefits are maintained in the period after closure through rehabilitation. Therefore, rehabilitation of mine fields is important in terms of effective distribution of resources within and between periods.
In this study, firstly, the concepts of rehabilitation and sustainable development are discussed as related to each other, theoretically. Later example of Lusatia coal field in Eastern Germany is examined. Large-scale coal mining in the Lusatia basin is also carried out simultaneously with a rehabilitation activity based on integrated ‘water management. The Lusatia experience is a unique example of sustainable rehabilitation.
Mine rehabilitation Lusatia lignite region basin Sustainability Environmental impact
Global ölçekte ekonomik büyüme ve buna eşlik ve materyal kullanımı düzenli artış göstermektedir. Bu durum madencilik, çevresel etkileri ve rehabilitasyon faaliyetinin boyut ve öneminin giderek artan biçimde devam etmesi anlamına gelmektedir. Madenlerin rehabilitasyonu sürdürülebilir kalkınma kapsamında ele alınabilir. Maden ocakları çevresel varlıklar üzerinde önemli etkiye sahiptir. Madencilik faaliyeti sırasında arazi formları ve ekosistem servisleri bozulmaya uğrar. Doğaya yeniden kazandırma ile çevresel bozulma minimize edilirken bozulan arazinin ekolojik olarak verimli biçime dönüşümü amaçlanır. Rehabilitasyon uygulamasıyla madencilik çevrimi boyunca yeniden oluşan ekosistem servislerinden ve nihai kullanım biçiminden sağlanan toplumsal fayda akımları sürekli artış gösterir. Olumsuz çevresel etkilerin minimize edilmesinin yanı sıra mümkün olduğunca yüksek düzeyde çevresel aktif ve ekosistem faydası yaratılmaktadır. Madencilik zaman boyutu içinde sınırlı bir faaliyettir. Buna karşın rehabilitasyon faaliyeti ile çevresel, ekonomik ve sosyal faydanın, kapanmadan sonraki dönemde de sürdürülmesi sağlanır. Dolayısıyla, maden sahalarının rehabilitasyonu toplumsal kaynakların dönem içi ve dönemler arasında etkin dağılımı açısından önem taşımaktadır.
Bu çalışmada önce maden sahalarının rehabilitasyonu ve sürdürülebilir kalkınma kavramları birbiriyle ilişkili olarak kuramsal olarak ele alınmaktadır. Daha sonra Doğu Almanya’daki Lusatia linyit bölgesindeki rehabilitasyon deneyimi incelenmektedir. Lusatia havzasında büyük ölçekli kömür madenciliği yine büyük ölçekli ve entegre bir ‘su yönetimine’ dayalı rehabilitasyon faaliyeti ile eş zamanlı olarak yürütülmektedir. Lusatia deneyimi sürdürülebilir rehabilitasyon için eşsiz bir örnek oluşturmaktadır.
Maden rehabilitasyonu Lusatia linyit havzası Sürdürülebilirlik Çevresel etki
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Çevre Bilimleri, Çevre Mühendisliği |
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Haziran 2020 |
Gönderilme Tarihi | 12 Kasım 2019 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2020 Cilt: 3 Sayı: 2 |