Bu makalede geçen yüzyılın son çeyreğinden günümüze kadar uygulanan neo-liberal ekonomi politikalarının çeşitli ülke grupları açısından sonuçları değerlendirilecektir. Makalede neo-liberal küresel dönemin sanayileşme stratejisi olan ihracata yönelik sanayileşme stratejisinin neden bazı azgelişmiş ülkeler açısından bekleneni vermediği, neden kısıtlı bazı ülkelerde sonuç alınabildiği sorgulanmıştır. Küresel dönemde Washington Konsensüsü olarak bilinen süreçle birlikte dünyada likidite genişlenmesi tarihte en üst seviyesine ulaşmıştır. Likidite genişlemesiyle artan kısa vadeli sermaye hareketleri ve bu vesileyle kısa vadeli borçlanma yolunu seçen ülkelerde ulusal paralar aşırı değerlenmiş; bu değerlenme ile ihracat caydırılırken, ithalatta da patlama yaşanmıştır. Bu süreçte kısa vadeli borçlanma yolunu seçen ülkeler; ihracata dayalı sanayileşmede hedeften uzaklaşıp, ithal ürünleri tüketimine dayalı birer tüketim toplumu haline gelmişlerdir. Uygulanan stratejiden beklenenin tersine bu ülkelerin dışa bağımlılıkları ve borç stokları artmıştır. Makalede ihracata yönelik sanayileşme ile birlikte kısa vadeli finansman gibi sonuçları açısından iki çelişik politikanın birlikte uygulanmasının olumsuz sonuçlarına vurgu yapılacaktır
Results of the export-oriented industrialization strategy has been successful some underdevelopment countries. But the export-oriented industrialization strategy has created collapse effects for some other underdevelopment countries. In this article we discuss why two different results have been appearing. Can an underdevelopment country which is carry on the export-oriented industrialization strategy carry on with short term borrowing policy together at the same time?
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | Research Article |
Authors | |
Publication Date | January 1, 2019 |
Published in Issue | Year 2019 Volume: 8 Issue: 15 |