The traditional shaman, who performed the function of mediation between the outside world and this world, entered a new process of construction in the late twentieth and early twenty-first centuries. The pressures of Christian missionaries and Tsarist rulers, the shamans who quickly perished as a result of persecution, came to the brink of extinction as a result of the anti-shamanic, atheist propaganda of the Soviet regime. The first non-Indian variant of Buddhism to wage war against Turkish shamanism was Lamaism. The Lama monks and the Mongol tribes who embraced this religion entered into an authoritarian war with shamanism, the traditional belief of the Sayan-Altai Turks. It is possible to see that this war turned into a Crimean policy
in both historical data and verbal descriptions.
The first task of the Russian missionaries, who were trying to spread Christianity among the Siberian Turks, was to destroy the world of faith of the local people, to Christianize them in the spirit of sympathy for Jesus, and then to Russify them. This could have been possible by destroying national consciousness and pursuing a policy of social change. The Russian Orthodox Church has dealt a great blow to the national identity and religious-practical practices of the Siberian Turks in these three centuries. However, the biggest blow to Turkish shamanism was struck by the Soviet regime without any hesitation. Shamans were recruited, executed, imprisoned, and sent into exile during the Soviet era.
Traditional shamanism Lamaism Christianity Soviet regime Anti-shaman policy
Öteki alemle bu dünya arasında arabuluculuk görevini yerine getiren geleneksel şaman XX yüzyılın sonları, XXI yüzyılın başlarında yeni bir yapılanma sürecine giridi. Hıristiyan misyonerlerin ve Çar Rusyası yöneticilerinin uyguladıkları baskılar, takipler sonucunda hızla yok olmağa yüz tutan şamanlar Sovyet rejiminin antişaman, ateist propagandası sonucunda yok olmağın eşiğine geldiler. Türk şamanlığına karşı ilk savaş açan Budizm’in Hindistan dışı varyantı olan Lamaizm oldu. Lama rahipleri ve bu dini kabul eden Moğol kavimleri Sayan-Altay Türklerinin geleneksel inancı olan şamanlıkla bir otorite savaşına girdiler. Hem tarihi verilerde hem de sözel anlatılarda bu savaşın bir kırım siyesetine dönüştüğünü izlemek mümkündür.
Sibirya Türkleri arasında Hıristiyanlığı yaymağa çalışan Rus misyonerlerinin ilk görevi yerli halkın inanç dünyasını dağıtmak, onları İsa dinine rağbet ruhunda Hıristiyanlaşdırmak ve daha sonra da Ruslaştırmak idi. Bu ise milli bilinci yok etmekle, toplumsal bir devşirme siyaseti yürütmekle mümkün olabilirdi. Rus Ortodoks Kilisesi bu üç yüzyılda Sibirya Türklerinin ulusal kimliğine ve dini-pratik uygulamalarına büyük darbe vurdu. Ancak Türk şamanlığına en büyük darbeyi hiç kuşkusuz Sovyet rejimi vurdu. Şamanların kurşuna dizilmesi, idam edilmesi, habishanelere atılması, sürgüne gönderilmesi Sovyet döneminde gerçekleşti.
Bu yazıda Sovyetler Birliğinin çökmesinden sonraki dönemde yeniden yapılanan ve bir dirceliş yaşayan Türk neo-şamanlığı da araştırılmıştır.
Anahtar kelimeler: geleneksel şamanizm, lamaizm, hıristiyanlık, Sovyet rejimi, anti şaman politikası
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Kültürel çalışmalar |
Bölüm | Özgün Makale |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 31 Mayıs 2021 |
Gönderilme Tarihi | 5 Aralık 2020 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2021 Cilt: 4 Sayı: 6 |