Bu çalışma, 1923 Türk–Yunan Nüfus Mübadelesi sonrasında Yunanistan’a yerleştirilen Türkçe konuşan Anadolulu Rumların müzikal ve kültürel sürekliliklerini incelemektedir. Araştırma, bu toplulukların Anadolu müzik miraslarını kolektif hafıza ve kimlik inşası süreçleri içinde nasıl koruduklarını, dönüştürdüklerini ve yeniden yorumladıklarını ortaya koymayı amaçlamaktadır. Çalışmada nitel bir etnomüzikolojik yöntem benimsenmiştir. 2018–2025 yılları arasında özellikle Yanya, Batı Makedonya ve Doğu Trakya bölgelerinde yürütülen saha çalışmaları kapsamında derinlemesine görüşmeler, katılımcı gözlemler ve canlı müzik kayıtları gerçekleştirilmiştir. Bu ampirik veriler, literatür taraması ve tarihî müzik kaynaklarının (örneğin Mousikon Apanthisma, 1856–1873) incelenmesiyle desteklenmiştir. Böylece hem alan verileri hem de belgesel kaynaklar aracılığıyla mübadil toplulukların müziksel hafızası bütüncül bir biçimde değerlendirilmiştir.
Kuramsal çerçeve, Stuart Hall’un kültürel kimlik kuramı, Homi Bhabha’nın “üçüncü mekân” kavramı ve Berry’nin kültürleşme modeli üzerine inşa edilmiştir. Bu yaklaşımlar doğrultusunda müzik, hem direnişin sembolik alanı hem de hafızanın taşıyıcısı olarak değerlendirilmiştir. Bulgular, genç kuşakların gündelik yaşamda Yunanca’yı baskın olarak kullanmalarına karşın, Türkçenin şarkılar, ritüeller ve toplu etkinlikler aracılığıyla hâlâ bir hafıza dili olarak varlığını sürdürdüğünü göstermektedir.
Bu çalışma da Anadolu ile Yunanistan arasında kuşaklararası bir köprü kurmakta; politik sınırları aşan bir duygusal coğrafyayı yaşatmaktadır. Bu durum, Anadolu mirasının Yunanistan’da donmuş bir kültürel kalıntı olarak değil, yerinden edilme, hafıza ve kültürel melezliğin şekillendirdiği canlı bir ses manzarası olarak sürdüğünü ortaya koymaktadır.
Bu çalışma, 1923 Türk–Yunan Nüfus Mübadelesi sonrasında Yunanistan’a yerleştirilen Türkçe konuşan Anadolulu Rumların müzikal ve kültürel sürekliliklerini incelemektedir. Araştırma, bu toplulukların Anadolu müzik miraslarını kolektif hafıza ve kimlik inşası süreçleri içinde nasıl koruduklarını, dönüştürdüklerini ve yeniden yorumladıklarını ortaya koymayı amaçlamaktadır.
Çalışmada nitel bir etnomüzikolojik yöntem benimsenmiştir. 2018–2025 yılları arasında özellikle Yanya, Batı Makedonya ve Doğu Trakya bölgelerinde yürütülen saha çalışmaları kapsamında derinlemesine görüşmeler, katılımcı gözlemler ve canlı müzik kayıtları gerçekleştirilmiştir. Bu ampirik veriler, literatür taraması ve tarihî müzik kaynaklarının (örneğin Mousikon Apanthisma, 1856–1873) incelenmesiyle desteklenmiştir. Böylece hem alan verileri hem de belgesel kaynaklar aracılığıyla mübadil toplulukların müziksel hafızası bütüncül bir biçimde değerlendirilmiştir.
Kuramsal çerçeve, Stuart Hall’un kültürel kimlik kuramı, Homi Bhabha’nın “üçüncü mekân” kavramı ve Berry’nin kültürleşme modeli üzerine inşa edilmiştir. Bu yaklaşımlar doğrultusunda müzik, hem direnişin sembolik alanı hem de hafızanın taşıyıcısı olarak değerlendirilmiştir. Bulgular, genç kuşakların gündelik yaşamda Yunanca’yı baskın olarak kullanmalarına karşın, Türkçenin şarkılar, ritüeller ve toplu etkinlikler aracılığıyla hâlâ bir hafıza dili olarak varlığını sürdürdüğünü göstermektedir.
Sonuç olarak müzik, Anadolu ile Yunanistan arasında kuşaklararası bir köprü kurmakta; politik sınırları aşan bir duygusal coğrafyayı yaşatmaktadır. Bu durum, Anadolu mirasının Yunanistan’da donmuş bir kültürel kalıntı olarak değil, yerinden edilme, hafıza ve kültürel melezliğin şekillendirdiği canlı bir ses manzarası olarak sürdüğünü ortaya koymaktadır.
| Primary Language | English |
|---|---|
| Subjects | Migrant Cultural Studies, Musicology and Ethnomusicology |
| Journal Section | Research Article |
| Authors | |
| Early Pub Date | November 27, 2025 |
| Publication Date | November 27, 2025 |
| Submission Date | October 14, 2025 |
| Acceptance Date | November 26, 2025 |
| Published in Issue | Year 2025 Volume: 8 Issue: 2 |