Many definitions have been made; different views and understandings have been put forward on the concepts of history and philosophy of history from the past to the present. The foundations of modern history science understanding began to be laid especially with the enlightenment period. From the Enlightenment period to the present, there have been historians, philosophers, and thinkers who defend the view that history has a purpose and is a process that progresses towards this purpose. Francis Fukuyama also adopted this view and put forward the thesis of the end of history, claiming that the liberal democracy understanding is the most ideal management understanding worldwide and that history has achieved its purpose. He declared the absolute victory of the liberal democracy understanding over the forms of management such as socialism, monarchy, and fascism. He argued that the states, which he saw as an obstacle to the universalization of this understanding, should be brought under control and made a part of the system with the practices he called nation-building or state-building. He saw the United States of America (USA) as the implementer of these practices. He aimed to make the USA only dominant power in the world as the founder of the liberal economic order by affecting societies with discourses such as democracy, freedom, and human rights. The aim of this study, which prepared by using the qualitative research method based on literature analysis, is to explain what is meant by the concept of the end of history, especially in the progressive understanding of history, based on the history and philosophy of history definitions and to contribute to the understanding of what Fukuyama actually intended as one of the leading advocates of this view.
Tarih ve tarih felsefesi kavramları ile ilgili geçmişten günümüze birçok tanımlama yapılmış, farklı görüşler ve anlayışlar ortaya konmuştur. Modern tarih bilimi anlayışının temelleri özellikle aydınlanma dönemiyle birlikte atılmaya başlanmıştır. Aydınlanma döneminden günümüze kadar geçen süreçte, tarihin bir amacının olduğu ve bu amaca doğru ilerleyen bir süreç olduğu görüşünü savunan tarihçiler, filozoflar ve düşünürler olmuştur. Francis Fukuyama da bu görüşü benimsemiş ve liberal demokrasi anlayışının dünya genelinde kabul gören en ideal yönetim anlayışı olduğunu, tarihin amacına ulaştığını iddia ederek tarihin sonu tezini ortaya koymuştur. Liberal demokrasi anlayışının sosyalizm, monarşi ve faşizm gibi yönetim şekilleri karşısında mutlak zaferini ilan etmiştir. Bu anlayışın evrenselleşmesinin önünde engel olarak gördüğü devletlerin, ulus inşası veya devlet inşası olarak adlandırdığı uygulamalarla kontrol altına alınması ve sistemin parçası haline getirilmesi gerektiğini savunmuştur. Bunun uygulayıcısı olarak da Amerika Birleşik Devletleri (ABD)’ni görmüştür. Demokrasi, özgürlük ve insan hakları gibi söylemlerle toplumların etki altına alınmasını ve liberal ekonomik düzenin kurucusu ABD’nin dünyada tek hâkim güç olmasını hedeflemiştir. Literatür analizine dayalı nitel araştırma yöntemi kullanılarak hazırlanan bu çalışmanın amacı, tarih ve tarih felsefesi üzerine yapılan tanımlardan yola çıkarak, özellikle ilerlemeci tarih anlayışında tarihin sonu kavramından kastedilenin ne olduğunu açıklamak, günümüzde bu görüşün önde gelen savunucularından olan Fukuyama’nın aslında neyi amaçladığının anlaşılmasına katkı sağlamaktır.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Sociology (Other) |
Journal Section | Articles |
Authors | |
Early Pub Date | October 3, 2023 |
Publication Date | October 4, 2023 |
Acceptance Date | September 26, 2023 |
Published in Issue | Year 2023 |