Tasavvuf tabakât literatüründe biyografisine yer verilen sûfîlerin isimleri hakkında genel bir mutabakat söz konusudur. Bununla birlikte literatüre kaynaklık eden isimlerin başlangıcı hususunda sûfî-müellifler arasında bazı farklılıklar bulunmaktadır. Ebû Nuaym’ın (öl. 430/1038) Ḥilyetü’l-evliyâ’sı, sûfîliğin kökenini sahâbe nesline kadar dayandırır ve onları bu literatürün kurucu isimleri olarak konumlandırır. İbnü’l-Cevzî (öl. 597/1201) Ṣıfatü’ṣ-ṣafve’sinde, Ebû Nuaym’ı bazı tercihlerinden dolayı eleştirir. Bunlar arasında en dikkat çekeni, bu çalışmaya konu edindiğimiz zahid ve sûfî tipolojileri arasında herhangi bir ayrımı gözetmeksizin her iki grubu tasavvuf ekseninde değerlendirmesidir. Esasen bu zahid-sûfî ayrımı sorunsalı, hem İbnü’l-Cevzî’nin tasavvufa bakışını hem de Ebû Nuaym’ın ilgili anlatımının gerekçelerini takip edebileceğimiz bir çerçeveye sahiptir. Bu doğrultuda cevap aradığımız soru, Ebû Nuaym’ın neden zahid ve sûfîler arasında ayrım yapmaksızın kapsamlı bir evliya tasnifi oluşturduğu ile İbnü’l-Cevzî’nin bu yaklaşıma yönelttiği eleştirilerin hangi temel fikir ayrışmasına dayandığıdır. Çalışmamızda, Ebû Nuaym’ın tasavvufu daha kapsayıcı sunan tasnifi ile İbnü’l-Cevzî’nin zühdü merkeze alarak sûfîliği sorguladığı tutumu, metinler arası karşılaştırmayla analiz edilmiştir. Bu analiz Ebû Nuaym’ın tasnifinin, sahâbeden itibaren çeşitli formlarda tezahür eden velayet tipolojilerini, tasavvuf başlığı altında bütünleştiren kuşatıcı bir model sunduğunu göstermektedir. Diğer taraftan İbnü’l-Cevzî’nin zühdü saf ve doğru dindarlık modeli, sûfîliği ise bidat ve yozlaşma unsuru olarak konumlandırdığı tespit edilmiştir. Dolayısıyla İbnü’l-Cevzî’nin tutumu, Sünnî paradigma içerisinde tasavvufla ilgili oluşan uzlaşıyı sorgulayan ve Hanbelî gelenek içinden yükselerek selefî duyarlılıklarla mevcut dengelere eleştiri getiren bir tavrı yansıtır. Sonuç itibariyle zahid-sûfî ayrımına yönelik eleştirinin yalnızca kavramsal bir tartışmadan ibaret olmadığı; Hanbelî mirasın sûfî kimliğine yönelik bir direnç taşıdığı ve tasavvufun Sünnî söylemdeki meşruiyet zeminini yeniden tartışmaya açtığı bir girişim olarak değerlendirilmelidir.
The ṭabaqāt literature of Ṣūfism generally reflects a consensus regarding the names of the Ṣūfīs whose biographies are included. There is no consensus among Ṣūfī authors on the earliest figures linked to the emergence of literature. Abū Nuʿaym’s Ḥilyat al-Awliyā’ roots Ṣūfism in the era of the Companions, portraying them as the founders of its literary tradition. In Ṣifat al-ṣafwa, Ibn al-Jawzī criticizes Abū Nuʿaym for certain of his choices. The most notable among these is his assessment of both ascetics and Ṣūfīs within the framework of Ṣūfism, without drawing any distinction between the two typologies-an issue we take up as a subject of analysis in this study. The ascetic–Ṣūfī distinction offers a lens for examining both Ibn al-Jawzī’s view of Ṣūfism and Abū Nuʿaym’s narrative rationale. Accordingly, this study focuses on Abū Nuʿaym’s undifferentiated classification of ascetics and Ṣūfīs, and the underlying intellectual tensions that inform Ibn al-Jawzī’s critique of this approach. Our study analyzes Abū Nuʿaym’s inclusive classification of Ṣūfism and Ibn al-Jawzī’s ascetic-centered, critical approach through intertextual comparison. This analysis shows that Abū Nuʿaym’s classification unifies diverse models of sainthood, dating back to the Companions, under the broader framework of Ṣūfism. Ibn al-Jawzī, by contrast, upholds asceticism as the authentic form of piety, while depicting Ṣūfism as a deviation marked by bidʿa and degeneration. Influenced by Salafī-leaning Ḥanbalī thought, Ibn al-Jawzī challenges the Sunnī consensus on Ṣūfism, expressing not just a conceptual critique but a deeper resistance to Ṣūfī identity and its place in Sunnī discourse.
Ṣūfism Abū Nuʿaym Ibn al-Jawzī Ṭabaqāt Literature The Distinction Between Ascetic and Ṣūfī.
| Primary Language | Turkish |
|---|---|
| Subjects | Sufism |
| Journal Section | Research Articles |
| Authors | |
| Early Pub Date | June 24, 2025 |
| Publication Date | June 27, 2025 |
| Submission Date | February 11, 2025 |
| Acceptance Date | May 31, 2025 |
| Published in Issue | Year 2025 Volume: 34 Issue: 1 |