Türbe ve kümbetler bir milletin varlığını kanıtlayan en önemli kültür varlıklarıdır. Türklerin İslamiyet’i kabul etmesi dünya tarihi açısından oldukça mühim sonuçlar ortaya çıkarmıştır ki bu geçiş döneminde ilk Müslüman Türkler geçmişteki kültür ve geleneklerini yeni dinleriyle kaynaştırmasını çok iyi bilmişlerdir. Bu durumun en iyi kanıtı ise bilimde, sanatta, sosyal yaşam da ve mimaride kendisini göstermektedir. Türklerin İslam’ın sancaktarlığını yapmış olduğu 11. yüzyıldan 20. yüzyılın başlarına kadar her alanda olduğu gibi ölü gömme geleneklerinde de değişikliklerin olduğunu tarihsel süreç ve dönem içerisinde değişen mimari geleneklerden takip edebilmekteyiz. Anadolu’nun en eski şehirlerinden biri olan Kayseri’de de sayısız eski mezarlık bulunmakla birlikte; ne yazık ki günümüze sadece Seyyid Burhaneddin Mezarlığı asli halini büyük oranda koruyarak gelebilmiş mezarlıklardan biridir. Seyyid Burhaneddin Mezarlığı 13. yy’den beri içerisine gömü yapılan, bir mezarlık alanı olarak kullanılan; Anadolu’nun da en eski mezarlıklarından biri olarak önemli bir yere sahiptir. İslâm coğrafyasında tanınmış şahsiyetlerin mezar anıtları türbe olarak ifade edilmekteyken özellikle Türklerin Müslüman olmasıyla “kümbet, makam, meşhed, buk‘a, darîh, kubbe, ravza” gibi adlarla da anılmıştır. Bu adlandırmalar genellikle yapının ait olduğu kişinin makam ve mevkiini, mensup olduğu sosyal, dinî ve siyasî zümreyi, ayrıca yapının mimari özelliğini yansıtmakla birlikte birbirinin yerine de kullanılmıştır. Tarihi bir mezarlığın içerisindeki türbe ve kümbetleri koruma altına almak, kısacası tarihi eserlerimizi koruma altına almak bizler için en önemli görevlerin başında gelmelidir.
Tombs and cupolas are the most important cultural assets that prove the existence of a nation. The acceptance of Islam by the Turks has revealed very important results in terms of world history. The best proof of this situation shows itself in science, art, social life and architecture. From the 11th century, when the Turks were the standard bearers of Islam, to the beginning of the 20th century, we can follow the changes in burial traditions, as in all areas, from the historical process and the changing architectural traditions in the period. Although there are countless old cemeteries in Kayseri, one of the oldest cities in Anatolia; unfortunately, only Seyyid Burhaneddin Cemetery is one of the cemeteries that has survived to a large extent by preserving its original state. Seyyid Burhaneddin Cemetery has been used as a burial ground since the 13th century; It has an important place as one of the oldest cemeteries in Anatolia. While the grave monuments of well-known personalities in the Islamic geography were expressed as mausoleums, they were also called as "kümbet, makam, meşhad, buk'a, darih, dome, ravza", especially after the Turks became Muslims. Although these denominations generally reflect the rank and position of the person to whom the building belongs, the social, religious and political group to which it belongs, as well as the architectural feature of the building, they are also used interchangeably. Protecting the tombs and cupolas in a historical cemetery, in short, protecting our historical artifacts should be one of the most important tasks for us.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Art History |
Journal Section | Articles |
Authors | |
Publication Date | December 29, 2023 |
Published in Issue | Year 2023 Issue: 19 |
Selçuk University Journal of Seljuk Studies is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial 4.0 International License (CC BY NC).