Kırım Savaşı klasik bir Osmanlı-Rus Savaşı olarak başlamış ve zaman içinde Avrupa’nın büyük güçleri arasındaki bir mücadeleye dönüşmüştür. Savaşın ilk yılı 19. yüzyıldaki diğer Osmanlı Rus savaşları gibi iki cephede cereyan etmiştir. İstanbul’a yakınlığı itibariyle Tuna Cephesi stratejik olarak Kafkasya’dan daha mühim görülmüştür. Osmanlı ordusunun savunmaya dayalı stratejisi bölgenin topoğrafyasına uygun olarak şekillenmiş ve Tuna ile Balkan Dağları gibi tabii engellerden istifade etmek hedeflenmiştir. 1853-54 Tuna Seferi’ndeki askeri faaliyetler de genel olarak Osmanlı harp stratejisi ile uyumlu olmakla birlikte birkaç farklılığın altı çizilebilir. Osmanlı birliklerinin temel amacı müdafaa olmakla birlikte uluslararası konjonktürün Osmanlı Devleti lehine olması sınırlı bir hücum performansını mümkün kılmıştır. Rus ordusunun belirgin bir askeri hedefinin olmaması ve kararsızlığı başarısızlığının en önemli sebepleridir. Osmanlı ordusu bir dereceye kadar Rusların kararsız ve yavaş hareketini kendi lehine kullanmayı becermiştir. Osmanlı orduları Ruslara karşı hemen her mücadelede daha üstün gözükmüştür. Uluslararası konjonktürün avantajıyla Osmanlı ordusu önceki karşılaşmalardan daha fazla inisiyatif almıştır. Yine de kararlı bir muharebeden ve risk almaktan kaçınan Osmanlı Devleti stratejisini savunma üzerine bina etmekten vazgeçmemiştir.
Bu çalışma, 1854 yılındaki Tuna Cephesi’nde Osmanlı-Rus mücadelesini ele alacak; Olteniçe, Çatana ve Yergöğü muharebeleri ile Silistre Kuşatmasında Osmanlı askeri stratejisini ve performansını tartışacaktır.
The Crimean War was initiated as a classical Ottoman-Russian encounter and gradually turned into a struggle between great powers. The first year of the war took place on two fronts as other Ottoman-Russian wars of the 19th century until it turned into a European war. Due to its proximity to Istanbul, the Danubian Front was strategically more important than the Caucasian. The defensive strategy of the Ottoman army was shaped by the topography of the region. The Ottomans aimed to take the advantage of natural obstacles to the invading army, such as the Danube River and the Balkan Mountains. Military activities on the Danubian Front in 1853-54 were mostly in line with the Ottoman strategy of war. However, there were some changes. Although the main objective of the Ottoman troops was to defend their positions, they still showed some limited offensive performance. Moscow’s lack of a clear military target and the hesitancy are the main reasons for the failure. The Ottoman army, to some extent, managed to use indecisiveness and slowness of the Russian troops to their advantage. The Ottoman armies seemed superior in almost every fight against the Russians. It can be argued that the Ottoman army took more initiative than previous encounters with the advantage of the international conjuncture. Nevertheless, the Ottoman Empire did not give up a defensive strategy while avoiding a decisive battle and taking any risks.
This study evaluates the siege of Silistre together with the battles of Olteniçe, Çatana, and Yergöğü, and discusses the Ottoman military strategy and performance.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | research Article |
Authors | |
Publication Date | September 29, 2021 |
Submission Date | April 26, 2021 |
Published in Issue | Year 2021 Volume: 6 Issue: 2 |
This work is licensed under a Creative Commons BY-NC-SA 2.0 (Attribution-Non Commercial-Share Alike).