Ottoman government mind-set had favorable and unfavorable effects on the administrators and citizens. T-he sultans’ government mind-set had played a dominant role in the state’s prosperity, change, disintegration, and dissolution. Government systems had to be oriented according to the knowledge, justice, foresight, competence, time, and requirements. For sovereignty in pen, sword, and politics, a well-rounded education, as well as a strong will, was essential. From principality to statehood, from empire to XVI. ın the process until the end century , especially the management mentality of the sultans showed itself in the prosperity, power and weakness of the state. In this context the crisis in the government mind-set in the second half of the 16th century resulted from seeking the problems of that time in the earlier government mind-set. In particular, the fact that Suleiman’s successors were not at the desired level in the administration had further aggravated this crisis. Moreover abominable innovations such as bribery, abuse, and schism becoming prevalent in the government required that novelties be introduced immediately. However, the desire to regain the power in the past, rather than innovations, had impeded the novelties. Acting with banal methods in the face of problems, inefficiency and illegality of the bureaucrats, in general, the Ottoman palace and madrassa not being structured with a reformist mind-set, failure to produce efficient manpower, etc. was indicative of the inadequacy of the mind-set. The scarcity of the studies on this period played an important role in producing this article. Chronicles have been used as the main source in this study.
Osmanlıların yönetim zihniyetinin yöneticiler ile tebaa üzerinde müsbet ya da menfi etkileri olmuştu. Padişahların yönetim zihniyeti; devletin ikbalinde, değişim, gelişim ile çözülüp bozulmasında başat rol oynamıştı. Yönetim sisteminin; bilgi, adalet, basiret, kabiliyet ile zamana ve ihtiyaçlara göre yönetilmesi gerekmekteydi. Kalem, kılıç ve siyasete hâkimiyette iradenin yanı sıra iyi bir eğitimden geçilmesi elzemdi. Beylikten devletleşme ile imparatorluktan XVI. yüzyılın sonuna kadar ki süreçte özellikle padişahların yönetim zihniyetleri, devletin ikbali ve muktedirliği ile zafiyetinde kendini göstermişti. Bu bağlamda XVI. yüzyılın ikinci yarısında yönetim zihniyetindeki buhranın membaı; dönemin sorunlarının, mazinin yönetim zihniyetinde aranmasından kaynaklanmıştı. Özellikle Kanunî’nin haleflerinin yönetim erkinde istenilen seviyede olmayışı bu buhranı daha da körüklemişti. Ayrıca yönetimde; rüşvet, suistimal, hizipleşme gibi menfur bidatların yaygınlaşması, yeniliklerin bir an önce yapılmasını gerektirmekteydi. Ancak yenilikten ziyade mazideki güce kavuşma iştiyakı yeniliklere ket vurmuştu. Sorunlar karşısında basmakalıp metotlarla hareket edilmesi, bürokratların genelinin liyakatsızlığı ve kanunsuzluğu, enderun ile medreselerin reformist bir zihniyetle yapılandırılamayışı, liyakatli insan gücünün yetiştirilemeyişi vs. zihniyetin yetersizliğini göstermekteydi. Bu döneme dair çalışmaların yeterince olmayışı, makalenin hazırlanmasında etkili olmuştur. Kronikler araştırmada asıl kaynak olarak kullanılmıştır.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | research Article |
Authors | |
Publication Date | March 26, 2023 |
Submission Date | January 26, 2023 |
Published in Issue | Year 2023 Volume: 8 Issue: 1 |
This work is licensed under a Creative Commons BY-NC-SA 2.0 (Attribution-Non Commercial-Share Alike).