There are a few early examples of the waqf. The Companions have a wide variety of “habs” and “sadaka” that originated from “sadaka” during the time of the Prophet. During the subsequent legal debates, the narratives based on Malikis and Shafiis came to the fore. However, it is indisputable that social requirements, confiscation threats, and established customs affected the waqf’s growth. Egypt and Damascus are the places where the waqf is most prevalent institutionally. Waqf became a contentious matter of debate between Malikis and Hanafis in the second century of Hijra. While Malikis were permissible based on the practice of the Companions, the Hanafis of Kufa objected to the lack of property ownership. However, the practice surpassed theory, and jurists tried to define this practice, which has become a social reality in a sense,and incorporates it within legitimate bounds. The students of Imam Abu Hanifa accepted it tacitly. The Hanafis made the ownership of the donated property the subject of discussion. The Kufa Hanafis developed very remarkable ideas about property-saving rights. Since the waqf started to be implemented by the state and the masses under the Abbasids, the first independent books and book chapters on the waqf issue began to be written. An indication that the waqf institution has developed and spread is the creation of an independent waqf archive and divan of waqf, particularly during the Abbasid period. This process has also manifested in the semantic development of the concepts of charity-habs-fey and waqf.
İslam tarihinde vakfın ilk örnekleri yok denecek kadar azdır. Hz. Peygamber döneminde “sadaka”dan esinlenerek gelişen sahabilere ait pek çok “habs” ve “sadaka”nın olduğu görülmektedir. Daha sonraki hukuki tartışmalarda Malikiler ve Şâfiîler merkezli rivayetler ön plana çıkmıştır. Ancak vakfın gelişmesinde yerleşik alışkanlıkların, müsadere tehditlerinin ve sosyal ihtiyaçların etkili olduğu inkar edilemez. Vakfın kurumsal olarak en yaygın olduğu bölge Mısır ve Şam’dır. Hicri’nin ikinci asrın sonlarda vakıf mallarının mülkiyeti ve miras hakları meselesi Malikiler ile Hanefiler arasında ciddi bir tartışma konusu haline geldi. Sahabelerin uygulamalarına göre Malikiler vakfı caiz iken, Irak/Kufe merkezli Hanefiler mal sahipliğinin olmamasına ve miras hakkını ihlal ettiğine itiraz etmişlerdir. Ancak pratik, teorinin önüne geçmiş ve hukukçular, bir anlamda toplumsal bir gerçeklik haline gelen bu tatbikatı tanımlamaya ve meşru sınırlar içerisine dahil etmeye çalışmışlardır. İmam Ebu Hanife’nin kendinden sonra talebeleri tarafından zımnen kabul edildi. Özellikle Muhamed b. Hasan eş- Şeybani bu konuya özel bir ilgi gösterdi. Hanefiler, bağışlanan malın mülkiyeti konusunu tartışma konusu yapmışlar; Özellikle Kufe Hanefileri, mülkiyet tasarrufu hakları konusunda çok dikkat çekici fikirler geliştirmişlerdir. Abbasiler ile birlikte vakıf hem devlet hem de daha geniş kitleler tarafından uygulanmaya başladığından, vakıf meselesine ilişkin ilk bağımsız kitap ve kitap bölümleri de yine Hanefiler tarafından yazılmaya başlandı. Özellikle Abbasiler döneminde müstakil bir vakıf arşivi ve vakıf divanının kurulması, vakıf müessesesinin yaygınlaşması ve müstakil eserler yazılması ile meşru bir uygulama zemini bulmuştur. Bu süreç sadaka-habs-fey ve vakf kavramlarının semantik gelişiminde de kendini dışa vurmuştur.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | Articles |
Authors | |
Publication Date | June 30, 2022 |
Submission Date | April 16, 2021 |
Acceptance Date | June 8, 2022 |
Published in Issue | Year 2022 Issue: 57 |
The articles sent to the Journal of Waqfs with a request for publication are subject to preliminary examination by the Editorial Board and at least two academicians who are experts in their fields are sent for review. The copyright of the articles accepted to be published in the Journal of Waqfs with the referee reports and the decision of the Editorial Board is deemed to have been transferred to the General Directorate of Foundations, and a royalty fee is paid to the published articles in accordance with the relevant legislation.