Tekâsür sûresi, erken dönem Mekkî sûrelerden olup adını çokluk tutkusu anlamına gelen kelimeden almakta ve 8 âyetten oluşmaktadır. Sûrenin, sayısal ve ticari gücü kullanarak üstünlüklerini belirtmek için gayret gösteren Mekke’deki iki kabile, Ensâr’dan iki kabile veya Yahudiler hakkında indiğine dair rivayetler bulunmaktadır.
Çalışma yapılırken sûrede anahtar kavram görevi gören kelimeler, yetkin sözlüklerden taranmış ve olası anlamlar ortaya çıkarılmıştır. Daha sonra ise sûrenin temel konuları tespit edilmiş, bu konular tefsir kültürü bağlamında, günümüz dünyası ile ilişkilendirilerek işlenmiştir.
Tekâsür çeşitleri, doğru bilginin kaynakları, kabir azabı ve nimetlerden hesaba çekilme konularının sûrede tartışıldığı görülmektedir. Kur’ân’ın genel olarak dünya hayatının süsü veya geçimliği olarak ifade ettiği evlat, makam, mal ve servetin asıl hedef yapılmaması gerektiğine vurgu yapan sûre, insanın çokluk tutkusuna dikkat çekmektedir. Sûreye göre insanın sayısal ve ekonomik çokluk tutkusu onu asıl görevinden uzaklaştırmış ve sonunda helak olmasına sebebiyet vermiştir. Bireylerin ve toplumların sayısal ve ekonomik çoğalma tutkularının birçok savaşın sebebi olduğu düşünüldüğünde bu uyarı ve neticenin ne kadar yerinde olduğu görülmüş olmaktadır. Sûre, verilen güçlü mesajın kavranılması için kesin ve doğru bilginin kaynaklarından kabul edilen “ilme’l-yakin” ve “ayne’l-yakin” derecelerini kullanmaktadır. Sûrede müfessirlerin üzerinde durduğu bir konu ise kabir azabına delalet ettiği belirtilen 3. âyetteki “Hayır; ileride bileceksiniz!” ibarelerdir. Bazı müfessirler bu ifadeleri kabir azabı için bir delil kabul ederken bazıları da kabul etmemektedir.
Son olarak sûre, insanın sayısal ve ekonomik çoğaltma tutkusuna kapılmasına neden olan bütün nimetlerden sorguya çekileceğini, şu anda istifade ettiği nimetlerin, ahiret hayatında Cehenneme gitmesine sebep olacağını bildirmekte, bu husussu dikkate alarak hareket etmesini istemektedir.
Çalışmalarınızda başarılar dilerim.
The sūrat al-Takāthur is one of the early Makki surahs and takes its name from the word meaning passion for multiplicity and consists of 8 verses. There are rumors that the surah descended from two tribes in Mecca, the Ansar, or the Jews, who tried to indicate their superiority by using numerical and commercial power.
While doing the study, the words that serve as the key concept in the surah were scanned from competent dictionaries and possible meanings were revealed. Afterwards, the main subjects of the surah were determined, and these subjects were processed in the context of the culture of tafsir, associating them with today's world.
It is seen that the types of Takāthur, the sources of true knowledge, the torment in the grave and being taken into account from blessings are discussed in the Surah. The surah, which emphasizes that children, rank, property and wealth, which the Qur'an generally refers to as the ornament or livelihood of worldly life, should not be made the main target, draws attention to man's passion for multiplicity. According to the Surah, man's passion for numerical and economic multiplicity distracted him from his main task and eventually caused him to perish. Considering that the numerical and economic growth passion of individuals and societies is the cause of many wars, it is seen how appropriate this warning and result is. The surah uses the degrees of "ilme'l-yakin" and "ayne'l-yakin", which are accepted as the sources of precise and correct information, in order to comprehend the strong message given. Another issue that the commentators dwell on in the surah is “No; You will know later!” are phrases. While some commentators accept these statements as evidence for torment in the grave, others do not.
Finally, the surah states that he will be questioned about all the blessings that cause a person to fall in love with numerical and economic reproduction, and that the blessings he enjoys now will cause him to go to Hell in the hereafter, and asks him to act by taking this matter into account.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Religious Studies |
Journal Section | Research Articles |
Authors | |
Publication Date | December 31, 2022 |
Submission Date | September 21, 2022 |
Acceptance Date | November 2, 2022 |
Published in Issue | Year 2022 Volume: 10 Issue: 17 |