Büyük Selçuklu İmparatorluğu’na nazaran; Anadolu Selçuklu Devleti tarihi, özellikle on birinci asır sonları ve on ikinci yüzyılda bazı bilinmezlerle kaplıdır. Bu hususlardan bazıları da Anadolu Selçuklu sultanlarına vezirlik yapan devlet adamları, devletlerarası diplomasinin nasıl yapıldığı ve dönemin ilmî ortamı ile fikirlere karşı gösterilen hoşgörüdür. Bunun cevabını vermeye çalışacak olan bu makale hazırlanırken tahmin edileceği üzere yeterli kaynağın olmaması, en büyük sorunu oluşturmuştur. Bu husus da ele alacağımız konunun yeterince aydınlatılamamasını sağlayan en büyük problem olarak kendisini göstermiştir. Makaleye ismini veren II. Kılıcarslan’ın veziri İhtiyârüddin Hasan, Eyyûbîler ile gerçekleştirdiği diplomatik münasebetler vesilesiyle Arap-İslâm kaynakları tarafından yeterince ele alınmaya çalışılmıştır. Bu önemli kazanç da Anadolu Selçuklularında vezirlerin yetkileri ve diplomasinin nasıl ve kimlerle işlerlik kazandığı sorusuna yeterince cevap olacak mahiyette karşımıza çıkmıştır. Bu görüşmelerin merkezinde Selâhaddîn-i Eyyûbî gibi bir Kudüs fatihinin ve Haçlılara karşı büyük zaferler kazanan bir kimsenin de yer alması, bahsedilen kapalılıkların çözüme kavuşturulmasında önemli bir kazanım olmuştur. Bundan dolayı da zaman zaman Haçlı kaynaklarına ve kroniklerine de müracaat edilerek bu süreç daha iyi ortaya konulmaya çalışılmıştır. Ayrıca bu makale, Anadolu Selçuklularının Dânişmendliler, Mengücükler, Artuklular, kısmen Zengîler ve Eyyûbîlerle olan ilişkilerinin de çok kısa bir özeti olmuştur. Diğer yandan çalışma, bu dönemin diğer aktörleri olan Kilikya’daki Ermeniler ve Haçlılar ile ilgili bazı olaylara da ışık tutmuştur. Bu olaylar arasında da Kudüs’ün fethini hazırlayan nedenler içinde Selâhaddîn’in bölgedeki Müslüman hânedanlarla yaptığı sulhün ne kadar önemli olduğu ve Üçüncü Haçlı Seferi esnasındaki bazı kritik olayların arka planında Anadolu Selçukluların oynadığı kilit rol öne çıkmıştır. Bu süreç içinde yine Vezir Hasan, önemli başarılara imza atmıştır. Yine bu esnada II. Kılıcarslan’ın ülkesini oğulları arasında pay etmesi, Anadolu Selçuklu Devleti’nin merkezî yapısını bozduğu gibi devleti bir iç savaşa doğru sürüklemeye başlamıştır. Başarılı diplomat kişiliği ile tanıdığımız II. Kılıcarslan’ın veziri Hasan, Eyyûbî ve Artuklular ile yapılacak olan kaçınılmaz bir savaşı engellemekle kalmamış, Anadolu’da yeniden üniter bir devlet yapısının oluşmasını sağlamıştır. Bu çabaları onun hayatına mal olsa da Anadolu’da kardeş kavgasının sona ermesi ve merkezî yapını yeniden sağlanmasında önemli çabaları kendisini daha da yüceltmiştir. Bu başarısında da kendisinin de tabi olduğu onuncu yüzyıl ortalarından beri Bizans’a hizmet eden köklü Gavras ailesinin diplomasi birikimleri önemli rol oynamıştır. Aileden gelen birikimini, kendi yetenekleri ile daha da geliştiren İhtiyârüddin Hasan, Anadolu Selçuklu diplomasisinin oluşmasına ve devletin merkezî yapısının güçlendirilmesine olumlu katkı sağlamıştır. Kılıcarslan’ın veziri ayrıca Konya’da yaptırdığı bir cami, Kayseri’de açtığı bir medrese ve oluşturduğu zengin vakıflarla Anadolu Selçuklularının dinî, kültürel ve sosyal yapısını güçlendirmiştir. Bununla da yetinmeyen İhtiyârüddin Hasan, Anadolu’da âlimlere kol kanat gerilmesi ve hoşgörü kültürünün hâkim olmasında önemli bir boşluğu doldurmuştur. Onun hayatının yeterince anlaşılması da on ikinci yüzyılın son çeyreğindeki Anadolu Selçuklularının devlet yapılanması, diplomasinin şekillenmesi ve ilmî faaliyetlerin ne ölçüde olduğu hususunu daha net olarak gözler önüne sermiştir.
Selçuklular Kılıcarslan İktidar Mücadelesi Arabulucu İhtiyârüddin Hasan İslam Tarihi
Compared to the Great Seljuk Empire; The history of the Anatolian Seljuk State is covered with some unknowns, especially in the late eleventh and twelfth centuries. Some of these issues are the statesmen who served as viziers to the Anatolian Seljuk sultans, how interstate diplomacy was carried out, and the scientific environment of the period and the tolerance shown towards ideas. While preparing this article, which will try to answer this question, as can be expected, the biggest problem was the lack of sufficient resources. This issue has shown itself as the biggest problem that prevents the subject, we will be discussing from being adequately illuminated. Ikhtiyar al-Din Hasan, the wazir of Kilicarslan II, who gave his name to the article, has been tried to be adequately discussed by Arab-Islamic sources on the occasion of his diplomatic relations with the Ayyubids. This important gain appears to be sufficient to answer the question of the powers of the wazirs in the Anatolian Seljuks and how and with whom diplomacy became effective. The fact that a conqueror of Jerusalem like Saladin Ayyubi and a person who won great victories against the Crusaders was at the center of these negotiations was an important gain in resolving the aforementioned obstacles. For this reason, this process has been tried to be revealed better by referring to Crusader sources and chronicles from time to time. In addition, this article has also been a very brief summary of the relations of the Anatolian Seljuks with the Danishmends, Mengucuks, Artuqids, and partly the Zangids and Ayyubids. On the other hand, the study also shed light on some events related to the Armenians and Crusaders in Cilicia, other actors of this period. Among these events, the importance of Saladin’s peace with the Muslim dynasties in the region among the reasons that led to the conquest of Jerusalem and the key role played by the Anatolian Seljuks in the background of some critical events during the Third Crusade came to the fore. During this process, Wazir Hasan again achieved important successes. Meanwhile, Kilicarslan's division of his country among his sons disrupted the central structure of the Anatolian Seljuk State and began to drag the state towards a civil war. Kilicarslan’s wazir Hasan, whom we know as a successful diplomat, not only prevented an inevitable war with the Ayyubids and Artuqids, but also ensured the formation of a unitary state structure in Anatolia. Although these efforts cost him his life, his important efforts in ending the fratricide in Anatolia and restoring the central structure further exalted him. The diplomatic knowledge of the well-established Gavras family, which has been serving Byzantium since the mid-tenth century, played an important role in this success. Ikhtiyar al-Din Hasan, who further developed his family knowledge with his own talents, made a positive contribution to the formation of Anatolian Seljuk diplomacy and the strengthening of the central structure of the state. Kilicarslan’s wazir also strengthened the religious, cultural and social structure of the Anatolian Seljuks with a mosque he built in Konya, a madrasah he opened in Kayseri, and the rich foundations he created. Not content with this, İkhtiyar al-Din Hasan filled an important gap in taking under the protection of scholars and dominating the culture of tolerance in Anatolia. A sufficient understanding of his life has also revealed more clearly the state structure, shaping of diplomacy and the extent of scientific activities of the Anatolian Seljuks in the last quarter of the twelfth century.
History of Islam Seljukids Kilicarslan Struggle for Power Mediator Ikhtiyar al-Din Hasan
بالمقارنة مع الإمبراطورية السلجوقية الكبرى؛ يكتنف تاريخ الدولة السلجوقية الأناضولية بعض الأمور المجهولة، خاصة في أواخر القرنين الحادي عشر والثاني عشر. بعض هذه القضايا هي رجال الدولة الذين خدموا كوزراء لسلاطين الأناضول السلاجقة، وكيفية ممارسة الدبلوماسية بين الدول، والبيئة العلمية في تلك الفترة والتسامح تجاه الأفكار. أثناء إعداد هذا المقال، الذي سنحاول الإجابة على هذا السؤال، كما هو متوقع، كانت المشكلة الأكبر هي عدم توفر الموارد الكافية. لقد أظهرت هذه القضية نفسها على أنها المشكلة الأكبر التي تمنع الموضوع الذي سنناقشه من إلقاء الضوء عليه بشكل كافٍ الثاني الذي أعطى اسمه للمقال. وقد حاولت المصادر العربية الإسلامية مخاطبة وزير كيليج أرسلان احتيار الدين حسن بشكل مناسب بمناسبة علاقاته الدبلوماسية مع الأيوبيين. ويبدو أن هذا المكسب المهم كافٍ للإجابة على سؤال صلاحيات الوزراء في سلاجقة الأناضول وكيف أصبحت الدبلوماسية فعالة ومع من. وحقيقة أن فاتح القدس مثل صلاح الدين الأيوبي وشخص حقق انتصارات عظيمة على الصليبيين كان في قلب هذه المفاوضات كان مكسبًا مهمًا في حل العقبات المذكورة أعلاه. ولهذا السبب، تمت محاولة الكشف عن هذه العملية بشكل أفضل من خلال الرجوع إلى المصادر والسجلات الصليبية من وقت لآخر بالإضافة إلى ذلك، كانت هذه المقالة أيضًا ملخصًا موجزًا جدًا لعلاقات سلاجقة الأناضول مع الدانشمنديين والمنغوكوك والأرتوقيين، وجزئيًا الزنكيين والأيوبيين. ومن ناحية أخرى، سلطت الدراسة الضوء أيضًا على بعض الأحداث المتعلقة بالأرمن والصليبيين في كيليكيا، وهم فاعلون آخرون في هذه الفترة. ومن بين هذه الأحداث، برزت أهمية صلح صلاح الدين الأيوبي مع السلالات الإسلامية في المنطقة من بين الأسباب التي أدت إلى فتح القدس، والدور الرئيسي الذي لعبه سلاجقة الأناضول على خلفية بعض الأحداث الحاسمة خلال الحملة الصليبية الثالثة. . خلال هذه العملية، حقق الوزير حسن مرة أخرى نجاحات مهمة وفي الوقت نفسه، ثانيا. أدى تقسيم كيليكارسلان لبلاده بين أبنائه إلى تعطيل البنية المركزية للدولة السلجوقية الأناضولية وبدأ في جر الدولة نحو حرب أهلية. الثاني الذي نعرفه بشخصيته الدبلوماسية الناجحة. لم يمنع حسن، وزير كيليكارسلان، حربًا حتمية مع الأيوبيين والأرتقيين فحسب، بل ضمن أيضًا تشكيل هيكل دولة موحدة في الأناضول. على الرغم من أن هذه الجهود كلفته حياته، إلا أن جهوده المهمة في إنهاء قتل الأخوة في الأناضول واستعادة الهيكل المركزي زادت من مكانته. لعبت المعرفة الدبلوماسية لعائلة جافراس العريقة، والتي كانت تخدم بيزنطة منذ منتصف القرن العاشر، دورًا مهمًا في هذا النجاح قدم احتيار الدين حسن، الذي طور معرفته العائلية بمواهبه الخاصة، مساهمة إيجابية في تشكيل الدبلوماسية السلجوقية الأناضولية وتعزيز الهيكل المركزي للدولة. كما عزز وزير كيليكارسلان البنية الدينية والثقافية والاجتماعية لسلاجقة الأناضول من خلال المسجد الذي بناه في قونية، والمدرسة التي افتتحها في قيصري، والأسس الغنية التي أنشأها. ولم يكتف احتيار الدين حسن بهذا، بل ملأ ثغرة مهمة في الخضوع لحماية العلماء والسيطرة على ثقافة التسامح في الأناضول. كما كشف الفهم الكافي لحياته بشكل أكثر وضوحًا عن هيكل الدولة وتشكيل الدبلوماسية ومدى الأنشطة العلمية لسلاجقة الأناضول في الربع الأخير من القرن الثاني عشر...
التاريخ الإسلامي السلاجقة كيليكارسلان الصراع على السلطة الوسيط
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | İslam Tarihi |
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Erken Görünüm Tarihi | 30 Aralık 2023 |
Yayımlanma Tarihi | 30 Aralık 2023 |
Gönderilme Tarihi | 21 Eylül 2023 |
Kabul Tarihi | 22 Kasım 2023 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2023 Cilt: 9 Sayı: 2 |
Yakın Doğu Üniversitesi İslam Tetkikleri Merkezi Dergisi Creative Commons Atıf-GayriTicari 4.0 Uluslararası Lisansı (CC BY NC) ile lisanslanmıştır.