Geo-blocking is a technological method that restricts access to online products or services based on users' geographic location, preventing access in certain regions or offering products under different conditions. This practice has attracted significant attention, particularly within the European Union, due to its conflict with the digital single market’s goal of enabling the free movement of goods and services online. Moreover, it has raised human rights and equality concerns, especially when access to cultural products is restricted or blocked entirely. In response, the European Commission introduced important legislation such as the "Cross-border Portability Regulation" and the "Geo-blocking Regulation" to strengthen the digital single market. However, the Cross-border Portability Regulation has been criticised for falling short of its intended purpose, as it only benefits a limited group. Similarly, the Geo-blocking Regulation has been seen as too narrow in scope, excluding copyright-protected products, which deviates from the goal of truly enhancing the digital single market. Critics argue that neither regulation fully addresses the issue of geo-blocking within the EU. Including copyright-protected products under the Geo-blocking Regulation could be an important step in solving these challenges. However, this would require careful consideration of its impact, especially in the audiovisual and entertainment sectors, where such changes could significantly alter market competition and dynamics.
Geo-blocking digital products internet discrimination copyright law EU law culture cultural diversity.
Coğrafi engellemeler, kullanıcıların bulunduğu konuma bağlı olarak, internet ortamında erişilmek istenen ürün ya da hizmetlere erişimi kısıtlayarak belirli bir bölgedeki kullanıcılara sunulmaması veya farklı koşullarla sunulması amacıyla uygulanan bir teknolojik yöntemdir. Coğrafi engellemeler nedeniyle ürün ve hizmetlere erişimin zorlaşması, özellikle Avrupa Birliği'nde büyük bir tartışma konusu olmuştur. İlk olarak, sınır ötesi erişimin engellenmesinin dijital tek pazar anlayışına ters düşmesi eleştirilmiştir; çünkü bu anlayış, ürün ve hizmetlerin internet üzerinden de serbest dolaşımını hedefler. İkinci olarak, kültürel ürünlere erişimin kısıtlanması ya da tamamen engellenmesi, insan hakları ve eşitlik ilkeleri açısından ciddi eleştirilere neden olmuştur. Bu eleştiriler sonucunda, özellikle dijital tek pazarı güçlendirmek amacıyla, Avrupa Birliği Komisyonu “Sınır Ötesi Taşınabilirlik Tüzüğü” ve “Haksız Coğrafi Engellemeler Tüzüğü” gibi önemli yasal düzenlemeleri kabul etmiştir. Ancak, Sınır Ötesi Taşınabilirlik Tüzüğü'nün yalnızca belirli bir grup tarafından faydalanılabilir olması sebebiyle hedeflenen amaca ulaşmada yetersiz kaldığı öğretide savunulmaktadır. Haksız Coğrafi Engellemeler Tüzüğü'nün ise telif hakkıyla korunan ürünleri kapsam dışında bırakması nedeniyle oldukça dar kapsamlı olduğu ve dijital tek pazarı güçlendirme hedefine hizmet etmediği ifade edilmiştir. Bu sebeplerle, her iki yasal düzenlemenin de coğrafi engellemeleri Avrupa Birliği'nde tamamen sona erdirme ya da azaltma amacına hizmet etmediği öğretide ifade edilmektedir. Özellikle Haksız Coğrafi Engellemeler Tüzüğü’nün telif hakkıyla korunan ürünleri de kapsaması, bu alandaki sorunların çözümünde önemli bir adım olabilir. Ancak böyle bir adımın özellikle görsel-işitsel ve eğlence sektöründe yaratabileceği değişiklikler ve pazardaki etkisi de dikkatle değerlendirilmelidir. Bu tür bir düzenleme, piyasa dengelerini ve rekabeti önemli ölçüde değiştirebilir.
Coğrafi engellemeler dijital ürünler internet ayrımcılık telif hakkı AB hukuku kültür kültürel çeşitlilik.
Milli Eğitim Bakanlığı
Yazar, bu çalışmayı YLSY Bursu kapsamında yaptığı için Milli Eğitim Bakanlığı'na desteklerinden ötürü teşekkür eder.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Information and Technology Law, Intellectual Property Law |
Journal Section | PRIVATE LAW |
Authors | |
Early Pub Date | January 30, 2025 |
Publication Date | January 31, 2025 |
Submission Date | October 18, 2024 |
Acceptance Date | January 4, 2025 |
Published in Issue | Year 2025 |