Bu çalışma, Türkiye’de çevrenin korunmasına hizmet eden idari yaptırımların mevcut durumunu ortaya koyarak daha etkin ve caydırıcı bir çevre koruma adına, yaptırım ekseninde hangi hukuksal yaklaşım ve uygulamalara ihtiyaç duyulduğunu analiz etmektedir. Bu bağlamda, çevrenin idare hukuku tarafından korunması özelinde kullanılan yaptırımlara uyumun artırılması için birtakım faktörler ön plana çıkmaktadır. Etkin bir idari yapılanmanın oluşturulması, mevzuat yetersizliği varsa giderilmesi, yaptırımların ölçülü ve belirgin olması, halkın çevre bilinciyle korumaya katılımının artırılması gibi hususlar caydırıcılığı etkileyen faktörler olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu noktada çevre sorunlarının oldukça çeşitlenmesi ve zararlarının daha da hissedilir olması önlemeye yönelik tedbirler temelinde bir caydırıcılık politikasını zorunlu hale getirmektedir. Zira gelişmiş ülkelere bakıldığında çevre korumada kullanılan hukuksal araçların, özellikle de idari yaptırımların, yeni önleyici stratejilerle geliştirildiğini ve daha etkin hale getirildiğini görmekteyiz. Çevre hukukuna uyumu geliştirmek ve koruma derecesini yükseltmek için yenilikçi idare hukuku tedbirlerine ihtiyaç vardır. İşbirlikçi idari yaptırım mekanizmaları, idari yaptırımların yeterli düzeye ulaştırılması, idari teşkilatın yeniden yapılandırılması (teknolojik altyapı), yetki paylaşımları, çevresel duyarlılığı artırma çabalarında idarenin rolü gibi hususlar, çevrenin idare hukuku araçları aracılığı ile daha etkin korunmasında öne çıkan konulardır. Bu konular gözden geçirilerek ve önleyici yaklaşımlar benimsenerek oluşturulacak yenilikçi tedbirlerin ülkemiz açısından mevcut durumu ve atılması gereken adımlar, bu çalışmamızın temel fikrini oluşturmaktadır.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | PUBLIC LAW |
Authors | |
Publication Date | February 19, 2016 |
Published in Issue | Year 2016 YBHD 2016/1 |