Resim sanatında kitsch genel olarak eserin bayağılığına, niteliklerinin yetersiz olduğuna ve mesaj iletme kaygılı olduğundan fazlaca basite indirgenmiş olduğuna işaret etmek için kullanılır. Oysa Nerdrum, kitsch kavramını insani duygulara hitap etmesi açısından ele alır ve kendi resimlerinin kitsch olduğunu vurgular. Bu aslında bir meydan okumadır. Böylelikle eserlerinin kötü anlamda kitsch olarak etiketlenmesinin önüne geçer. Nitekim kavramı yeni bir bağlamda tanımlamıştır. Bir resmin kitsch olmasının nedenlerini açıklar ve olması gerektiğini de savunur zira sanat duygulardan gücünü alır ve eserde duyguların öne çıkmasında bir sakınca yoktur. Sanatın kavramsallaşması ile birlikte duygu yerine düşüncenin önem kazandığı postmodern süreçle ilgili olaraksa Kuspit, sanatın insani özünü yitirdiğine dikkat çeker. Duygu yerine düşünceden gücünü alan sanatta metinsellik, eserin önüne geçer. Eserin duyumsanmasında ne ifade ettiğini çözmek üzere dilsel ifadeye başvurulur. Bu ise duyguya dayalı duyumsama ediminin aksadığı bir sürecin gerçekleşmesine zemin oluşturur. Sanatın insansızlaştığı yöndeki eleştirel tutum salt gelenekçi bir yaklaşımın hüküm sürmesi gerektiğini savunmaz. Nitekim Kuspit sanatta varlığa dair anlam arayışının farklı ve güncel araçlarla deneyimlenebileceğini söyler. Gelinen noktada, insani duyguların öne çıktığı çağdaş sanat eserlerinde kitsch olgusunu Nerdrum’un bakış açısıyla tekrar ele almak önem taşır. Duygu temelli bir yaratımda esere dışarıdan anlamlar atfedilmesi olağandır. Sanatın insansızlaşması eleştirisinde dikkat çekilmek istenen konu, eserin tamamen düşünce temelli inşa edilmesi ve insani özü bakımından noksan kalmasıdır. Bu çalışma, Nerdrum’un kitsch tanımı bağ-lamında günümüz sanat eserlerinin duygu ya da düşünce temelli oluşu bakımından eleştirel bir yaklaşım sunarken sanatın insani özünün yitirilmemesi gerektiğini vurgulamayı amaçlamaktadır.
In painting, kitsch is generally used to point out the banality of the work, its inadequate qualities, and its oversimplification because it is concerned with conveying a message. However, Nerdrum considers the concept of kitsch in terms of appealing to human emotions and emphasizes that his paintings are kitsch. This is actually a challenge. In this way, he prevents his works from being labeled as kitsch in a bad way. He defines the concept in a new context. He explains why a painting is kitsch and argues that it should be, because art draws its power from emotions and there is no harm in emotions coming to the fore in the work. Regarding the postmodern period in which thought, instead of emotion, gained importance with the conceptualization of art, Kuspit points out that art has lost its human essence. In art, which draws its power from thought instead of emotion, discursivity takes precedence over the work. Discourse is used to analyze what the work means in its perception. This creates the basis for a process in which the act of feeling based on emotion is disrupted. The critical attitude towards the dehumanization of art does not advocate that a purely traditionalist approach should prevail. Thus, Kuspit says that the search for meaning in art can be experienced with different and up-to-date tools. At this point, it is important to rediscuss the concept of kitsch from Nerdrum's perspective in contemporary works of art where human emotions come to the fore. In an emotion based creation, it is normal to attribute external meanings to the work. The issue that is wanted to draw attention in the criticism of the dehumanization of art is that the work is constructed entirely based on thought and is deficient in terms of its human essence. This study aims to emphasize that the human essence of art should not be lost while presenting a critical approach in terms of whether today's works of art are based on emotion or thought, in the context of Nerdrum's definition of kitsch.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Fine Arts |
Journal Section | Araştırma Makaleler |
Authors | |
Early Pub Date | December 4, 2024 |
Publication Date | |
Submission Date | September 19, 2024 |
Acceptance Date | November 27, 2024 |
Published in Issue | Year 2025 Issue: 33 |
This work is licensed under a Creative Commons Attribution 4.0 International License.