One of the concerns of modernist literature is the dualism between city and nature. In most of modernist literary texts, the countryside as a place of tranquillity and relaxation stands in stark contrast to the city in which the new advent of technology is presented. Emerging technological transformation provide a setting to depict an individual who is in conflict with modern environment. Together with modernism, this conflict is given voice strikingly for a comparison between nature and city for artistic expression. Especially the possibility of returning and/or escape into nature, past and childhood is explored. In this respect, Katherine Mansfield’s Something Childish but Very Natural and Mustafa Kutlu’s 5402 are stories which reflect an opposing attitude towards the city and explore the (im) possibility of pastoral retreat. Such a concern is also determined by cultural construction of nature which offers both similar and different vision of pastoral.
This study aims to show the (im)possibility of the pastoral escape in the stories on question by focusing on what kind of a pastoral environment is created and how it is perceived in these texts. Accordingly, the similar and different vision of pastoral in the stories will be illuminated.
Modernist edebiyatın ilgi alanlarından biri doğa ve modern kent arasındaki tezatlıktır. Bir huzur ve dinginlik mekânı olarak doğa, modernleşme ve buna bağlı olarak teknolojik gelişmelerle birlikte kente muhalif bir konumda durur. Gelişen teknoloji modern çevreyle çelişkileri olan bireyin yer aldığı bir mekân tasviri sağlar. Modernizmle birlikte bu çelişki sanatsal ifadesini en çarpıcı biçimde kent ve doğa arasındaki karşıtlıkta bulur. Özellikle idealleştirilmiş pastoral mekânlar aracılığıyla edebi eserlerde doğaya, geçmişe, çocukluğa dönüşün ve/ya kaçışın imkânı aranır. Bu anlamda Katherine Mansfield’in Çocuksu ama Çok Doğal Bir Şey ve Mustafa Kutlu’nun 5402 adlı hikâyesi içerdikleri doğal mekânlarla ve kente muhalif bir tavır yansıtmalarıyla pastoral kaçışın imkânını/imkânsızlığını sorgulayan metinlerdir. Kent ve doğa arasındaki ilişki doğanın kültürel olarak inşa edilmesiyle belirginleştiğinden eserlerde hem ortak hem de farklı bir pastoral algıya yol açar.
Dolayısıyla bu çalışmanın amacı Çocuksu ama Çok Doğal Bir Şey ve 5402 adlı hikâyelerde ne tür bir pastoral mekân yaratıldığına odaklanarak kentten pastoral mekâna kaçışın imkânsızlığını ortaya koymak ve aynı zamanda farklı kültürlere sözcülük eden bu hikâyelerde doğaya bakış açısındaki benzerlikleri ve farklılıkları aydınlatmaktır.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Creative Arts and Writing |
Journal Section | Articles |
Authors | |
Publication Date | June 1, 2020 |
Published in Issue | Year 2020 Issue: 23 |