Asya ve Avrupa’yı birbirine bağlayan Karadeniz, geçmişte uzun yıllar Batı’nın ilgi alanının dışında kalmış ve genel olarak Türk-Rus rekabetinin yaşandığı alanlardan biri olmuştur. Rekabetin 19. yüzyılın başından itibaren Rusya’nın lehine gelişmesiyle Batı’nın ilgisi, Türk Boğazları üzerine yoğunlaşmıştır. Yoğunlaşmanın gerekçesi, Rusya’nın büyük güç olma iddialarını gerçekleştirme potansiyelinin giderek artmasıdır. Bu gelişmeyi endişeyle karşılayan Batı, Rusya’yı bulunduğu coğrafyada tutma stratejisini devreye sokmuştur. Rusya’nın sıcak denizlere ya da Akdeniz’e ulaşmasını engellemeyi hedefleyen bu stratejinin, Türk Boğazları sayesinde başarıyla uygulandığı söylenebilir. Belirtilen tarihten itibaren Türk Boğazları konusunda Batı ve Rusya arasında başlayan rekabet, taraflar arasında denge sağlayan Montrö Sözleşmesi ile sona ermiştir. Sözleşme’nin uygulanmaya başlamasıyla Türk Boğazları, Karadeniz’in güvenliğin sağlanmasında önemli bir mekanizma haline gelmiştir. Ancak Soğuk Savaş’tan sonra başlayan NATO’nun doğuya doğru genişlemesinin Karadeniz’i de içine alacak şekilde gelişme göstermesi, Batı ve Rusya arasındaki rekabetin bölgeye de sıçrama olasılığını gündeme getirmiştir. Bu tip bir gelişme haklı olarak, Türk Boğazlarının Karadeniz’in güvenliğinin sağlanmasındaki rolünün sorgulanmasına neden olabilmektedir. Bu çalışmanın amacı, son dönemde gelişmeleri çerçevesinde Karadeniz’in istikrarına yönelik ortaya çıkan tehditlerin belirlenmesi ve bunların bölgeyi bir çatışma alanı haline getirmesi olasılığına karşı Türk Boğazlarının işlevinin test edilmesidir. Yapılan inceleme neticesinde, Türk Boğazlarının statüsünü belirleyen Montrö Sözleşmesi’nin Karadeniz’in güvenliğinin sağlanmasında hayati olduğu ve dengeleyici özelliğinin yok edilmesi halinde, bölgenin çatışmaların eksik olmadığı coğrafi bir alan haline gelebileceği sonucuna varılmıştır.
The Black Sea connecting Asia and Europe was outside the West’s area of interest for a long time. During that period, the region was one of the areas where Turkish-Russian rivalry emerged in general. As a consequence of the development of competition in favour of Russia from the beginning of the 19th century, the attention of the West has focused directly on the Turkish Straits. The reason for the attention in question is that the potential of Russia to realize its claims about being a great power has gradually increased. The strategy of keeping Russia in its geography has been put into effect by the West, which was concerned about this development. It can be said that this strategy aimed at blocking Russia from reaching the Warm Seas or the Mediterranean Sea has been successfully implemented through the Turkish Straits. With Montreux Convention that provided a balance between the parties, the competition between Russia and the West over the Turkish Straits, which started on the specified date, has finally concluded. Starting with the convention's implementation, the Turkish Straits have become an essential mechanism for ensuring the security of the Black Sea. The eastward expansion of NATO, including the Black Sea after the Cold War, has brought up the possibility of spreading the competition between the West and Russia to the region. This type of development may rightly give cause for questioning the Turkish Straits' role in ensuring the Black Sea's security. Within the framework of recent developments, this study which examines the role mentioned above (of the Turkish Straits) aims to determine the threats to the stability of the Black Sea and also to examine the function of the Turkish Straits in terms of the possibility that these threats turn the region into the conflict area. As a result of the examination, it has been concluded that the Montreux Convention, which determines the status of the Turkish Straits, has a vital function in terms of ensuring the security of the Black Sea.if the balancing feature of Montreux Convention is destroyed, the region may become a geographical area where conflicts are not lacking.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Politika ve Yönetim (Diğer) |
Bölüm | Tam Sayı |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Ekim 2023 |
Gönderilme Tarihi | 9 Temmuz 2023 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2023 |
Yüzüncü Yıl Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Creative Commons Atıf-GayriTicari 4.0 Uluslararası Lisansı (CC BY NC) ile lisanslanmıştır.