Eski Türklerin doğayla iç içe yaşaması; temelinde
doğada ve evrende var olan her şeyin özünü ruhların oluşturduğu düşüncesinden
şekillenerek şaman inancında bir ifade yöntemine dönüşmüştür. Hastalıkta,
tarımda, ölümde, avlanmada, savaşlarda bu olayların ruhlarla ve tanrı ile bağı
gözetilmiş ve bu noktada şamanlar ruhlar, tanrı ve insanlar arasında aracılık
görevi üstlenmişlerdir. Şaman inanışında dünya üç katmanlı bir modelden
oluşmaktadır ve şaman yeraltına, yeryüzüne ve gökyüzüne yaptığı yolculuklarda
bir kozmik kuşaktan diğerine geçerek aradaki iletişimi sağlamaktadır. Şamanın
bu yolculuğu birtakım aracı nesnelerle ve törenlerle, yer altında yaşayan kötü
ruhlardan gelen felaketleri uğursuzlukları engellemek için yer altına, tanrıya
ve iyelere kurbanlar sunmak, bereket ve bolluk dilemek için gökyüzüne olacak
şekilde gerçekleşmektedir. Tanrıya ulaşmak için gökyüzüne yapılan
yolculuklarda, yükseliş ritüelinin gerçekleşebilmesi için birçok inancın
ekseninde de kutsal kabul edilen ağaç, seyahat halindeki şamanın ruhunu tanrıya
ulaştıran kutsal bir sembol olarak karşımıza çıkmaktadır. Ritüelin ana
merkezinde yer alan ağaç ile göğe çıkma fikrinde seyahat ağaca atılan her bir
çentiğin, gökyüzüne uzanan bir basamak görevi görmesi ile sağlanmaktadır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Tam Sayı |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 27 Mart 2019 |
Gönderilme Tarihi | 5 Aralık 2018 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2019 Sayı: 43 |
Yüzüncü Yıl Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Creative Commons Atıf-GayriTicari 4.0 Uluslararası Lisansı (CC BY NC) ile lisanslanmıştır.