Van’ın, jeopolitik ve jeostratejik konumu itibariyle eski çağlardan itibaren bilinen bir tarihi vardır. Önceleri askeri bir garnizon hüviyetinde olan Van Kalesi ilerleyen zamanlarda, özellikle de Türk hâkimiyeti döneminde önce kale-şehir sonra da bütün müesseseleri ile bir şehir hüviyeti göstermiştir. Van’ın müstahkem bir kale olmaktan çıkıp dış surların içerisinde şehir hayatına kavuşması ile ilgili somut adımların Ahlatşahların bölgedeki hâkimiyetlerine rastladığı söylenebilir. Kalenin eteklerinde Ulu Cami’nin inşa edilmesi kale dışındaki iskânın en önemli başlangıç noktasıdır. Van 1548 yılında kati olarak Osmanlı hâkimiyetine girmiş ve bir daha el değiştirmemiştir. Ancak uzun yıllar Safevilerin Van ve çevresi için ciddi bir tehdit unsuru olduğu söylenebilir. Van, serhadde olmanın getirdiği dezavantajın etkilerini her zaman hissetmiştir. Van Kalesi Osmanlı Devleti’nin doğudaki en önemli kilit noktası ve adeta ileri karakolu olmuştur. Van ve çevresinde yaşayan insanlar iki önemli gücün arasındaki bir coğrafyada yaşamanın olumsuz etkilerini uzun bir süre yaşamışlardır. Birçok bakımdan elverişli bir coğrafyada olunmasına rağmen istenilen gelişme gösterilememiştir. Mesela hayvancılık faaliyetlerinin beklenilen ölçüde gerçekleştiğini söylemek zordur. Van, kalabalık bir asker nüfusunu bünyesinde barındırdığı için Osmanlı döneminde bir asker şehri olarak da nitelendirilebilir. Şehir en son 1915’de Ermeniler tarafından tamamen yakılınca yeni bir yerde yeniden inşa edilmek zorunda kalınmıştır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Tam Sayı |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 20 Nisan 2021 |
Gönderilme Tarihi | 3 Mart 2021 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2021 Sayı: Van Özel Sayısı |
Yüzüncü Yıl Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Creative Commons Atıf-GayriTicari 4.0 Uluslararası Lisansı (CC BY NC) ile lisanslanmıştır.