Avrupa Komisyonu’nun Birliğin ortak çıkarları adına çalışabilmesi için ulusal çıkarlara karşı bağışık olması gerekir. Buna rağmen tarihsel olarak Komisyon içindeki kabineler, üye devletlerin kendi ulusal çıkarlarını Komisyon kararlarına sızdırabildiği ve üye devletler tarafından kuşatılmış ‘mini-Konsey’ler’ olarak tanımlanır. Her ne kadar Kinnock reformları kabinelerin ulusalsızlaşmasını sağlamış olsa da, bu ulusalsızlaşmanın kabinelerin ulusal çıkarlar için bir erişim noktası olması üzerindeki etkisinin henüz araştırılması gerekir. Bu makale Avrupa Komisyonu kabinelerinin ulusalsızlaştırılmasının gerçekten ulusal çıkarların Komisyon kararlarında temsil edilmesinin engelleyip engellemediğini araştırabilmek için rol teorik bir yaklaşımın uygulanması gerektiğini iddia ediyor.
Avrupa Komisyonu Kabineleri Ulusalsızlaştırma Hükümetlerarası Uluslarüstü Rol Teorisi
Although the European Commission has to be immune to member state influences in order to act on behalf of the whole Union, historically its cabinets have been portrayed as national enclaves and even ‘mini-Councils’, constituting a venue for national interests to penetrate in European Commission decision-making. Despite the Kinnock reforms which led to the denationalisation of cabinets, empirical evidence whether denationalisation has an effect on the cabinets’ role as access points for national interests still needs to be discovered. This article claims that in order to test whether the denationalisation of European Commission’s cabinets has indeed prevented national interests to be represented in European Commission decision-making, the focus should be on agency rather than structure. Role theory has to contribute significantly in this regard.
European Commission’s Cabinets Denationalisation Intergovernmentalism Supranationalism Role Theory
Birincil Dil | İngilizce |
---|---|
Konular | Siyaset Bilimi |
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 2 Ağustos 2019 |
Gönderilme Tarihi | 2 Ocak 2019 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2019 |