Avrupa’da çevresel sorunlar daha görünür olmaya devam etmektedir. Birçok insan sıcak hava dalgaları, kimyasallar, hava kirliliği ve su kirliliği gibi çevresel zararlara maruz kalmaktadır. Bu makalenin amacı zararlı çevresel etkilerin ayrımcılık olarak nitelendirilmesinin uygunluğunu ve Avrupa ayrımcılık yasağı hukukunun zararlı çevresel etkilerle mücadelede uygulamasını tartışmayı amaçlamaktadır. Bunun için hukuki olan ve olmayan kaynaklardan yararlanılmıştır. Makale, ayrımcılık hukukunun şimdiye kadar çevresel alanda kullanımını kısıtlayan sınırlamalarını tespit etmektedir. Avrupa’da ayrımcılık ve çevresel etkiler arasında bağlantı kuran sınırlı sayıda hukuki dava olmasına rağmen ayrımcılık hukukunun ciddi bir potansiyeli olduğunu savunulmaktadır.
Environmental problems continue becoming more apparent in Europe. Many people are exposed to environmental harms such as heatwaves, chemicals, polluted air, and contaminated water. This article aims to discuss whether it is feasible to frame environmental exposures as discrimination issues and if it is feasible whether European discrimination law can be/is used to challenge environmental exposures. For this, both non-legal and legal sources are analysed. The article identifies the possible internal limitations of discrimination law that have been preventing its application in the domain of environment so far. It is argued that discrimination law has a significant potential despite the limited number of legal cases that link environmental exposures and discrimination in Europe.
Birincil Dil | İngilizce |
---|---|
Konular | Hukuk |
Bölüm | Araştırma Makalesi |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 24 Eylül 2021 |
Gönderilme Tarihi | 1 Ocak 2021 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2021 Cilt: 20 Sayı: 1 |