Atatürk Milli Mücadele’nin hemen ardından çok köklü yenileşme hareketlerine girişti. Yapılan çalışmalar şekli olmaktan ziyade içerikle ilgiliydi. O Türk Milleti’nin Dünya ulusları arasında hak ettiği yeri almasını arzuluyordu. Bir taraftan yeni kurulan ülkenin temelleri bina edilirken, diğer taraftan ülkenin yurt dışındaki prestij ve konumunun düzeltilmesi için de yoğun çaba sarf ediyordu. XX. Yüzyılın başında Batı, Doğu dünyasının tamamına, tabii olarak Türklere de ikinci sınıf insan muamelesi yapıyor, bu tavrı her fırsatta dile getiriyordu. Bu dutumu yakından bilen Mustafa Kemal, Türklere isnat edilen kimi zaman hakaret seviyesine varan ithamlara karşı koymak, Türk Milleti’nin gerçek kimliğini dünyaya tanıtmak, ülkede var olan kronolojik tarih anlayışından kurtulmak, sosyal tarih anlayışına geçmek için yoğun tarih çalışmaları yapılmasına karar verdi. Yapılan çalışmalar sonucu “Türk Tarih Tezi” ortaya atıldı. Türk tarihinin İslam veya Osmanlı tarihiyle sınırlı olmadığı, en az İslam sonrası tarih kadar başarılarla dolu bir İslam öncesi Türk tarihinin varlığı ortaya çıkarıldı. O tarihin sadece kronolojiden ibaret olmadığını belirterek, Türk tarihinin kültür ve uygarlığını ortaya çıkarmayı hedef edinen bir çalışma planı doğrultusunda tarihin beşeri yönünün ortaya çıkarılmasını, Türk tarihçilerine görev olarak verdi. Bu amaçla 1931 senesinde Türk Tarih Kurumunu kurdu. Tarihin hem milli hem de evrensel yanına dikkat çekerek, talihin milletler arasında dostluk ve barış için kullanılması gerekliliğine
kuvvetli bir biçimde vurgu yaptı. 1938’deki ölümüne kadar da tarihe olan ilgisi hiç azalmadı, aksine kendi döneminde yapılan tüm tarih çalışmalarının ya içinde yer aldı ya da yapılanları çok yakından takip etti.
Atatürk Türk Tarihi Türk Tarih Kurumu Türk Tarih Tezi Evrensel Tarih
Atatürk undertook very radical innovation movements just after the Turkish National Struggle for Independence the shape. He wished that the
Turkish Nation would take its right position among the World Nations. The foundations of the new-established country were built, and at the same time he made an intensive effort in order to correct the country’s prestige and position abroad. At the beginning of twentieth century, the West treated all the East, naturally including the Turks, as the second-class people and expressed this in every chance Mustafa Kemal, who was quite awere of this condition, made the decision that history should be studied intensively in order to oppose the accusitions of Turks (by the West), which sometimes reached the level of insult; to introduce the real identity of the Turkish Nation to the World; to get rid of the current understanding of chronological history and to pass to the understanding of social history. The Turkish History Thesis was suggested as a result of the studies which had been carried out. It was brought to light that the Turkish History was not limited with the İslam History or Ottoman History and before the İslam there had been a Turkish History which was full of at least as many accomplishments as the Post-Islam History. He pointed
out that history did not only consist of chronology, and charged the Turkish historicians with thw duty of revealing the contributions of human beings to the history in the direction of a studying plan that aimed at revealing the culture and civilization of the Turkish History. To achieve this goal he founded the Turkish Historical Society in 1931. Attracting attention to both national and universal sides of history, he emphasized that history had to be used for international friendship and peace. His interest in history had never become less till his death in 1938, on the contrary he participated in ali of the historical studies which were carried out in this time or follewed the studies at close range.
Atatürk Turkish History Turkish Historical Society Turkish History Thesis Universal History
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Mart 2002 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2002 Cilt: 18 Sayı: 52 |